Evlilik Birliğinin Hakimin Müdahalesi ile Korunması

Evlilik Birliğinin Hakimin Müdahalesi ile Korunması

Evlilik birliğinin hem taraflar hem kamu açısından önemli olması nedeniyle yasa, evlilik birliği sona erdirilmeden, var olan sorunların çözülebilmesini sağlama amacı gütmektedir. Çeşitli nedenlerle evlilikler, sıkıntılı ve sorunlu dönemler geçirebilmektedir. Örneğin eşler, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmiyor olabilirler. Ya da bazı önemli konularda çatışma çıkıyor olabilir. Bu ve benzeri durumlarda, evlilik birliğini bitirmeyi yani boşanmayı tek çözüm yolu olarak görmek mümkün değildir. Yasa bu amaçla, evlilik birliğinin korunması amacıyla bir takım düzenlemeler getirmiştir. Düzenlemeler ile birliğin sağlıklı devamını engelleyen sorunların çözümlenmesi, eşler arasında evlilik bağının devamı sağlanmaya çalışılmaktadır.

Evlilik birliğinin sancılı olarak devam etmesini ya da boşanma ile neticelenmesini önlemek amacıyla yasa taraflara, hakimin müdahalesini talep etme hakkı vermiştir. Bu müdahaleyi sınırsız olarak ya da evliliğin mahremiyetine müdahale olarak görmemek gerekir.

Türk Medeni Kanunu md. 195:

Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.

Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.

Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.

Madde metninde de görüldüğü üzere, hakimin müdahalesi için;

  • Konunun, evlilik birliği ile ilgili olması,
  • Taraflardan en azından birinin, evlilik birliği kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmiyor olması ya da birliğin sağlıklı devamını engelleyici önemli bir konuda eşler arasında uyuşmazlık olması,
  • Eşlerin ayrı ayrı ya da birlikte talepte bulunmaları,

gereklidir. Dolayısıyla, sayılı nedenler yokken başvuruda bulunulursa, talep reddedilecektir. Veyahut, hiç talep yoksa hakim kendiliğinden evlilik birliğine müdahale edemeyecektir. Ancak bunun ayrık durumları 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’da ve Türk Medeni Kanunu’nda özellikle çocuk açısından mevcuttur.

Müdahale talebi halinde hakim, tarafları uyarabilir ya da uzlaştırmaya çalışabilir. Bununla birlikte, eğer eşlerin ortak rızası varsa, uzman kişilerden yardım isteyebilir. Yasa, genel bir düzenlemeyle hakimin, gerektiği takdirde eşlerden birinin talebi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alacağını da belirtmiştir.

Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi, hakimin, eşler yerine karar vermeyeceğidir. Eğer uyarı ve uzlaştırma çabası sonuç vermezse, eşlerden birine yetki verilmek suretiyle sorun çözülmeye çalışılır.

Her konuda hakimin müdahalesi istenebilir mi?

Şüphesiz ki, hayır. Başvuru için, konunun önemli olması gereklidir. Örneğin, koltuk takımlarının renginin seçiminde anlaşamayan tarafların başvurusu reddedilecektir. Başvurur nedeninin, velayetin kullanımı, ortak konutun seçimi gibi önemli hususlar taşıması gereklidir.

Ailenin Geçimi İçin Yapılacak Parasal Katkının Belirlenmesi

TMK uyarınca eşler, emek ve malvarlıklarıyla evlilik birliğinin giderlerine katılmak zorundadırlar. Bunun sınırı ise, eşlerin “güçleri”dir. Eşler ailenin giderlerine eşit olarak değil, güçleri oranında katılacaklardır. Eşlerden birinin çalışmıyor olması, giderlere katılmadığı anlamına gelmemektedir. Çalışmayan kadının evin temizlik gibi işlerini yapması da giderlere katkıdır.

Eşlerden birinin talebi üzerine hakim, ailenin geçimi için eşlerden her birinin yapacağı katkıyı belirler. Miktar belirlenirken eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması da gözönünde bulundurulur. Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

Eşlerden Birinin Temsil Yetkisinin Kaldırılması ya da Sınırlanması

Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder. Eğer eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir.

Görüldüğü üzere temsil yetkisinin kaldırılabilmesi ya da sınırlandırılabilmesi için;

  • Temsil yetkisinin aşılması ya da bu yetkinin kullanımında yetersiz kalınması,
  • Diğer eşin talebi,

gereklidir. Temsil yetkisinin kaldırılması ya da sınırlandırılması, bir süreye bağlı olabileceği gibi, süresiz de olabilir. Sınırlama ya da kaldırma nedeninin ortadan kalkması, halin değişimi durumunda başvuruyla, kararın yeniden değerlendirilmesi talep edilebilir.

Çocuğun Anne ve Babadan Alınması

Türk Medeni Kanunu md. 347;

Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir.

Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir.

Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler Devletçe karşılanır.

Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.

Birlikte Yaşamaya Ara Verilmesi Halinde

Eşler bazı durumlarda birlikte yaşamaya ara verebilirler. Bunlar; eşin kişiliğinin ciddi biçimde tehlikeye düşmesi, ekonomik güvenliğinin ciddi biçimde tehlikeye düşmesi ve ailenin huzurunun ciddi biçimde tehlikeye düşmesidir.

Türk Medeni Kanunu md. 197;

Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.

Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.

Görüleceği üzere, ayrı yaşamaya karar veren eşin hakimin müdahalesini talep edebilmesi için, ayrı yaşama kararının haklı bir nedene dayanması gerekir. Eğer bu neden bulunmuyorsa, müdahale talebini diğer eş yapabilecektir. Ayrıca diğer eş, ayrı yaşamaya karar veren eşin dayanağı haklı olsa da müdahale isteyebilecektir.

Müdahaleden kasıt, ayrı yaşamaya karar verin eşin ortak konuta döndürülmesi değildir. Hakim bu durumda, eşlerden birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alacaktır. Eğer eşlerin ergin olmayan çocukları varsa, ana ve babanın, çocuklarıyla olan ilişkilerini düzenlemeye yönelik önlemleri de hakim alacaktır.

Borçlulara ait önlemler

Eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir.

Tasarruf yetkisinin sınırlanması

Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.

Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır.

Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re’sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir.

Eşler Arasındaki Mal Rejiminin Mal Ayrıliğına Dönüştürülmesi

Haklı bir sebep varsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.

Haklı sebeplerin neler olduğu Türk Medeni Kanunu md. 206’da sayılmıştır.

Önlemlerin Değiştirilmesi ya da Kaldırılması

Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.

Kategori: Aile Hukuku
Yazar: Avukat Erdem Akçay

Yorumlar

  • Meryem diyor ki:

    Bu tür davalarda çabuk karar vermek çok önemli. Bu nedenle bence, sırf bu konularda uzmanlaşmış bilirkişiler olmalı. Dava açıldığında hakim gerekli yetkiyi bilirkişiye vermeli. Bilirkişi de tüm kurum ve kuruluşlardan kısa sürede araştırma yapmalı ve 1-2 günde rapor düzenlemeli. Hakim de dosya üzerinden hemen karar vermeli.

    • Avukat Erdem Akçay diyor ki:

      Mevcut durumda da hakimin bilirkişiye gerekli yetkileri verebildiği düşünüldüğünde, sürecin hızlandırılması aslında mümkün. Süre ile ilgili sorunlar da tedbir kararları ile çözülebilmekte.

Konu Hakkında Yorum Yapabilirsiniz

Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "Evlilik Birliğinin Hakimin Müdahalesi ile Korunması" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.