Anlaşmalı Boşanmadan Vazgeçmek Mümkün müdür?

Türk Medeni Kanunu, boşanma ve boşanmanın fer'ilerinde eşlerin anlaşmalı olarak boşanmalarına imkan tanımaktadır. Yazıda, eşlerin hangi aşamada bu davadan vazgeçebilecekleri, feragat ya da anlaşmadan vazgeçme halinde hangi durumların gündeme geleceği belirtilmiştir. Konu ile ilgili olarak Yargıtay kararı paylaşılmış olup, karar metni dosya olarak görüntülenebilmektedir.

Anlaşmalı Boşanmadan Vazgeçmek Mümkün müdür?

Anlaşmalı boşanma davası, Türk Medeni Kanunu madde 166/3 ile düzenlenmiş bir boşanma türüdür. Genel ve özel boşanma nedenlerinde boşanma nedenleri ispat edilmek zorunlu iken anlaşmalı boşanmada taraflar boşanma nedenini ispat etmeye ihtiyaç duymadan boşanabilmektedirler. Dava sürelerinin uzunluğu ve maliyeti değerlendirildiğinde anlaşmalı boşanmanın faydaları ortaya çıkmaktadır. Ancak acaba bu davanın açılması, mutlaka boşanma ile neticelenme ya da anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenen iradelerin geçerli sayılmasını zorunlu kılar mı? İki olasılıkla bu soruya yanıt vermeye çalışalım.

Anlaşmalı Boşanma Davasından Feragat

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, hukuk davalarında geçerli olan usul kurallarını belirlemektedir. Kanunun 307’nci maddesine göre davacı, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçebilir. Bu durumda davadan feragat gündeme gelir ve aynı kanunun 311’inci maddesine göre feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur.

Anlaşmalı boşanma davasında taraflar mahkemeye beraber başvurabilecekleri gibi davalının davayı kabul etmesi halinde de, davaya özgü şartların mevcudiyeti halinde, dava kabul edilir. Ancak davacı, yukarıda açıklandığı üzere davadan feragat edebilir. Bu feragat, davalının oluruna bağlı değildir. Feragat, hüküm ksinleşinceye kadar yapılabilir. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma davasında davacı, hüküm kesinleşinceye kadar davasından feragat edebilir ve boşanmanın gerçekleşmesine engel olabilir. Burada davacının protokolü imzalamış, duruşmada anlaşma şartlarını kabul ettiğini beyan etmiş, gerekçeli kararı tebellüğ etmiş olmasının bir önemi yoktur. Davacı her zaman, hüküm kesinleşinceye kadar davanın boşanma ile neticelenmesini davadan vazgeçerek sağlayabilir. Örneğin davacı, protokolü imzalamış, davayı açmış, duruşmada protokolü kabul etmiş, gerekçeli kararı tebliğ almış olsun. Kararı istinaf etme süresi olan 2 haftanın dolacağı gün gidip davadan feragat ettiğini mahkemeye belirtirse, artık dava boşanma ile sonuçlanamaz. İlk derece mahkemesinin davadan el çekmiş olması nedeniyle bu feragat istinaf başvurusu olarak değerlendirilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak davanın reddine karar vermelidir.

Anlaşmalı Boşanmadan Vazgeçme

Anlaşmalı boşanmadan dönmenin bir yolu da anlaşmalı boşanmaktan vazgeçmektir. Davadan feragat davacıya özgü bir yol iken vazgeçme (vazgeçme, HMK m. 307’deki davadan vazgeçme değil, anlaşmalı boşanmadan vazgeçme olarak kullanılmaktadır) her iki eş için de söz konusu bir yoldur. Bu olasılıkta davacı ya da davalı, hüküm kesinleşinceye kadar anlaşmadan dönmektedir. Örneğin protokol hazırlanıp dava açılmış, duruşmada anlaşma hükümleri kabul edilmiş, gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmiş ve davalı, istinaf kanun yoluna başvurarak anlaşmalı boşanmak istemediğini belirtmiş olsun. Bu durum, duruşmada ya da duruşmadan önce de gündeme gelebilir. Mesela duruşmada taraflardan biri, anlaşmak istemediğini beyan edebilir. Bu halde tarafların anlaşmalı boşanmaları söz konusu olmaz ve dava çekişmeli boşanma davasına döner. Zira ortada bir boşanma davası vardır ve taraflar anlaşmalı boşanma şartlarını artık yerine getirmemektedirler.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2024/3412 E., 2024/4114 K. sayılı ve 30.05.2024 tarihli kararına konu olaydaki anlaşmalı boşanma davasında ilk derece mahkemesi davayı kabul etmiş ancak davacı gerekçeli kararı çok üzün süre tebliğe çıkartmıştır. Davalı bu durumun hakkın kötüye kullanımı olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Daire verdiği kararda, tarafların davada sergiledikleri irade beyanlarından dönmelerinin mümkün olduğunu ve artık davanın çekişmeli boşanma davası olarak devam etmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar vermiştir. Bu olayda davacının, davalının hakkını kötüye kullandığına yönelik iddiasının değeri bulunmamaktadır. Önemli olan boşanmayı ya da anlaşmalı boşanmayı kabul etmemesidir.

Kategori: Aile Hukuku
Yazar: Avukat Erdem Akçay