Terk nedeniyle boşanma davası, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmemek maksadıyla eşini terk eden ya da haklı bir sebep olmadığı halde ortak konuta dönmeyen eşe karşı açılabilen davadır. Davanın açılabilmesi için ayrılıktan itibaren 4 ayın geçmesi, eve dönmesi için eşe ihtar gönderilmesi ve ihtara 2 ay içerisinde olumlu yanıt alınamaması gereklidir. Ortak konuta dönülmesini engelleyen ya da eşini ortak konuttan ayrılması için zorlayan eş de terk etmiş sayılır. Yazıda terkin şartları, çekilecek ihtar ve terke dayalı boşanma davası ile ilgil bilgilere yer verilmiştir.
Evliliği düzenleyen Türk Medeni Kanunu, madde 185’de evlenme ile evlilik birliğinin kurulmuş olacağını belirtmiştir. Evlenme engelleri ve evlenme ile ilgili diğer konulara “Evlenmenin Şartları, Evlenme Engelleri, İddet Müddeti ve Batıl Olan Evlenmeler” başlıklı konuda değinilmişti. Madde 185/3’de yasa koyucu, eşlerin yükümlülüklerini sayarken birlikte yaşamayı da zorunluluk olarak dile getirmiştir. Buna göre evlenme ile kurulan evlilik birliğinde eşler birlikte yaşamak zorundadırlar. Yine aynı yasanın 186’ncı maddesinde, eşlerin oturacakları konutları beraber seçeceklerine dair hüküm konulmuştur. Belirtilen maddeler ışığında eşlerin birlikte yaşamaları gerektiği açıkça ortadadır.
Yukarıda eşlerin birlikte yaşamaları gerektiğine değinilmişti. Bu birliktelik devam etmezse, eşlerden birisi diğer eşi terk ederse ne olacaktır? Yasa koyucu TMK madde 185/3’te eşlerin yükümlülüklerini sayarken birlikte yaşamayı da belirtmiştir. Birlikte yaşamanın zorunlu olduğu bir halde, bu yükümlülüğe uymayan tarafın yaptırıma uğraması kaçınılmazdır. Bu durumda Türk Medeni Kanunu madde 164 gündeme gelmektedir. Maddeye göre boşanmada terk, eşlerden birinin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğer eşi terk ettiği ya da haklı bir sebep olmadan müşterek konuta dönmemesi halinde ortaya çıkmaktadır. Yasa koyucu ortak konuttan anlık gidişleri terk olarak saymamış, ortak konuttan uzaklaşmanın hangi hallerde terk olarak değerlendirileceğini detaylıca belirlemiştir.
Türk Medeni Kanunu, terki bir boşanma sebebi olarak saymıştır. Kanun maddesi şu şekildedir:
Madde 164 – Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.
Kanun maddesi terki ve terk dayanağıyla açılacak davanın hususlarını ayrıntılı olarak aşama aşama belirtmiştir. Buna göre,
Terk sebebine dayanarak boşanma davası açılabilmesi için, öncelikle terk eden eşe bir ihtar çekilmeli ve eve dönmesi gerektiği belirtilmelidir. Aksi halde boşanma davasının açılması mümkün olmayacaktır. Terk nedeniyle çekilecek ihtar, hakimden ya da noterden talep edilebilir. Yer önemli değildir. Zira bu bir dava niteliği de taşımaz. Hakim iharnameyi gönderirken işin esasını incelemez.
Terk sebebiyle yapılacak ihtarın geçerli olabilmesi için, dönülecek bir evin olması ve adresinin belirtilmesi, yol gideri, 2 ay içerisinde dönmesi gerektiği, davete uyulmadığı takdirde boşanma davası açılacağı belirtilmelidir. İhtarda bulunulabilmesi için, ayrılığın kesintisiz olarak en az 4 ay sürmüş olması gereklidir. İhtar gönderimi gerektiğinde ilanen de yapılabilir. Ancak bu seçenek için yasal diğer tebligat yöntemlerinin denenmesi şarttır.
İhtara rağmen 2 ay içerisinde ortak konuta dönmeyen eşe karşı diğer eş terk nedeniyle boşanma davası açabilecektir. 2 aylık süre ihtarın tebliğ edildiği tarihte başlayacaktır.
Terk eden eşe ihtarda bulunan eş, eşinin dönmesi için bağımsız ve şartları uygun bir konutu, ihtardan 4 ay önce hazırlamakla yükümlüdür. Dikkat edilmesi gereken sürenin yanı sıra, konutun bağımsız olması gerekliliğidir. Anne baba ile aynı evde yaşanması bağımsızlığı ihlal eder. İhtarda ortak konutun adresi açıkça yazılmalıdır. Aksi halde bir ihtardan söz etmek mümkün olmayacaktır.
4 aylık ayrılık süresi kesin süredir. Dolayısıyla bu süre tamalanmadan gönderilecek ihtarın hukuki mahiyeti yoktur.
Terke dayalı olarak açılmış davaya karşı terke dayalı boşanma davası açılamaz ancak diğer sebeplere dayalı bir dava açılabilir.
Eğer süreler tamamlanmışsa terke dayalı ya da süreleri beklemeye gerek olmaksızın TMK madde 166/1 uyarınca boşanma davası açılabilir.
Davalının davayı kabulü hakimi bağlamaz. Terkin gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılacaktır.
Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "Terk Nedeniyle Boşanma Davası – Süreler ve İhtarname" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.
Terk sebebiyle boşanma davasında aslında sadece terk edilişi ispat etmek yeterli olmalı. Terk ediyor ama boşanmıyor da. Bu doğru değil bence.
Eşinin eve dönmesine izin vermeyen kişinin asıl terk eden olduğuna karar vermek çok adil bir karar olur. Çünkü bazıları hem eşini evden kovuyor hem de beni terk etti diye dava açıyor.
Terke dayalı dava açabilmek için öncelikle terk eden eşi eve davet etmek gerekiyor. Bu davetin de mutlaka gerçek niyetle yapılması lazım. Örneğinizdeki gibi durumlarda bu gerçeklik bulunmadığı için zaten gönderdiği ihtar da geçersiz olacaktır.
Terk nedeniyle boşanmayı düzenleyen maddenin giriş bölümü bana anlamsız geldi. Evlilik birliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmemek amacıyla terk etmeyi arıyor. Kişinin amacı başka ne olabilir ki? Terk etmişse terk etmiştir. Boşanma gerçekleşebilmeli.
Konutun terk edilmesinde amaç kişinin kendisine yöneltilmiş bir saldırıya engel olmaya çalışması da olabilir. Ya da tatile gitmek bile terk olarak değerlendirilir sizin görüşünüzde.
Terkedilen eş ihtar çektikten sonra terkeden eş 2 aylık süre içerisinde eve döndüğünde, o da geçmişte yaşanan olayları affettiğini ve dolayısıyla ilerleyen zamanlarda ihtarın çekildiği tarihe kadar olan olaylarla ilgili boşanma davası açamayacağı sonucu çıkarılabilir mi? Keza ihtarı çeken kişi affetmiş sayılıyor, aynı durum dönen eş için de
Geçerli mi?
Katkınız için teşekkürler. Farklı bir açıdan bakmışsınız olaya. Belirttiğiniz gibi ihtara olumlu yanıt veren eş de önceki olayları affetmiş ya da en azından hoşgörü ile karşılamış sayılacaktır. İhtar çeken gibi o da artık boşanma davasında eski olaylara dayanamayacaktır.
Önemli olan husus, boşanmaya sebep olabilecek olaydan sonra eşlerin evliliği devam ettirmek amacıyla bir araya gelmeleridir. İhtara olumlu yanıt vermek de bu niyeti gösterecektir.
Tabii hem ihtar çeken hem çekilen eş için affetme, bilinen olaylarla sınırlıdır. Örneğin ihtar nedeniyle eve döndüğünde eşinin farklı bir kusurunu öğrenen eş, kusur eski bir olaya dayansa dahi boşanma davası açabilecektir.
Terk davası bence bu kadar uzun sürmemeli. Nasıl ki ticari davalarda keşif yapılıyorsa, terke dayalı boşanma davasında da gelsin hakim, evi keşfetsin. Komşulara sorsun. Anında durumu tespit edip davayı bitirsin.
Olabilir. Zira terk ispatı zor olmayan bir olay. Ama kanun koyucu mümkün olduğunca evliliklerin devam etmesi gerektiği fikrine sahip. Bu nedenle de işi zorlaştırmış.
Eş evin sorumluluklarını yerine getirmiyor ve ailesi evliliğe karıştığı için ev terk edildiyse çekilen ihtar nasıl oluyor ve evi terk edilen kişi bir ay dolmadan ihtar çekebilir mi