Türk Ceza Kanunu yargılama yapılmadan ceza kanununun amaçlarına ulaşmanın yollarını birçok kurum ile aramaktadır. Bu çözüm yollarından birisi olan önödeme, TCK madde 75'de düzenlenmektedir. Suçlu bulunsa ödeyeceği ceza miktarına yaklaşık bir miktarı önödeme ile peşinen ödeyen failin yargılanmaktan ve dolasıyla ceza almaktan kurtulmasını sağlayan, yargının da iş yükünü azaltan önödeme hakkındaki açıklamalara ve yargıtay kararlarına yazıda yer verilmiştir.
Türk Ceza Kanununun “Dava ve Cezanın Düşürülmesi” başlıklı Dördüncü Bölümü’nde yer alan önödeme, yargılama yapılmadan failin ceza ile karşılaşmasını sağlayan, devletle fail arasındaki uzlaşmadır. TCK 75 ile düzenlenen önödemede amacın:
olduğu söylenebilir. Önödeme ile mahkemelerin iş yükünün azaltılmaya çalışılması hatalıdır. İş yükünün azaltılması, işten kaçmakla olmaz. Bu, hatalı kurulmuş sisteme yama yapmak olur. Devletin en temel varlık sebebi olan ceza yargısını yamalarla ayakta tutmak sağlıklı değildir. Eğer yargının iş yükü çoksa, sorunun temeline inilip buna çözüm üretilerek, iş yükünün oluşmamasının sağlanması gerekir. Örneğin suç oranının artması önödeme ya da başka düzenlemelerle azaltılamaz. Suç sayılarının neden arttığı araştırılmalı, buna çözüm bulunmalıdır. Aksi halde ne kadar çok yama yapılırsa yapılsın, hem sistem düzgün işlemez, hem de bir gün artık yama yapacak yer kalmaz. Önödeme gibi yollara insanı temel alan amaçlar üretmek romantik olsa da, acı gerçeği değiştirmez.
TCK madde 75 ile düzenlenen önödeme, bazı suçlarla sınırlı olmak üzere, yapılan soruşturma neticesinde hakkında kamu davası açılacak failin işlenen suçun cezasıyla bağlantılı olarak belirlenen parayı ödemesi halinde, fail hakkında kamu davası açılmaması ya da açılmış dava varsa davanın düşmesidir. Görüleceği üzere fail suça konu yaptırımdan aslında kurtulmamaktadır. Ancak bu yaptırımı ceza olarak görmemek gerekir. Zira yargılama olmadan ceza verilemez. Ön ödeme ile ödenen para, idari bir yaptırım olarak görülmelidir.
Önödemenin uygulanabilmesi için kişinin suçu işlediğine yönelik kuvvetli deliller bulunmalı, kamu davasını açmaya yetecek yeterli şüphe olayda yer almalıdır. Eğer failin suçu işlemiş olma ihtimali işlememiş olma ihtimalinden fazlaysa, CMK madde 172 nedeniyle yani kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi gerekecektir. Bu durumda da TCK 75 kapsamındaki önödemenin işletilmesine gerek kalmayacaktır. Görüleceği üzere kişi önödeme ile karşılaşmışsa, olaya ait deliller yeterli şüpheyi oluşturacak nitelikte olup, kişinin ceza alma ihtimali yüksektir. Ön ödeme teklifini kabul eden kişi, işte bu cezadan ya da en azından yoğun olarak kendini gösteren bu cezalandırılma ihtimalinden kurtulmaktadır.
Önödeme soruşturma aşamasında gerçekleşmişse şüpheli, yargılanmaktan da kurtulmaktadır. Kovuşturma safhası olmadığı için mahkemeye çıkması gerekmez. Duruşma olmaz. İtiraz süreçlerini takip etmek zorunda kalmaz. Dolayısıyla tüm işin sonunda karşılaşılması muhtemel bir durum, işin başında çözülür.
Cezalandırılma gerçekleşmediği için kişinin adli sicil kaydına da herhangi bir kayıt düşülmez. Bu sayede kişi, sanki böyle bir dosya hiç açılmamış gibi yaşantısına devam edebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile benzer şekilde önödeme, masum olduğunu bilen ancak yargılama sonucunda ceza alma ihtimalinden çekinen kişinin hak arama özgürlüğünü engelleyebilir. Önödeme teklifi ile karşılaşan kişi öncelikle, “Demek ki yeterli delil var”, sonra “Ben ne yaparsam yapayım ya ceza alırsam, sicilim bozulur, hapse girerim belki de.” diye düşünecektir. Böyle bir riske girmek istemeyen suçsuz kişi, önödeme ile teklif edilen parayı ödemeyi seçebilecektir. Bu da suçsuz bir kişinin, yaptırımla karşılaşmış olmasına sebep olacaktır.
Önödeme gibi kurumların varlığı toplumda, suçluların cezalandırılmadığı düşüncesinin oluşmasına sebep olur. Cezasızlık, adaletin düşmanıdır. Bu nedenle önödeme gibi fail lehine olan düzenlemeler hazırlanırken çok dikkatli davranılmalı, hazırlanmışsa da sebepleri topluma iyi anlatılmalıdır.
Önödemenin uygulanabildiği suçların, mağdurun devlet ya da toplum olduğu, belli bir kişinin zararına sebebiyet vermediği suçlarla sınırlı olması gerekir. Zira yargılamadan ve cezadan mağdur adına vazgeçen devletin, o mağdura önödemenin faydalarını anlatması kolay olmayacaktır.
Önödemede faille anlaşan devlettir. Uzlaşmada ise taraflar birbirleriyle anlaşırlar. İkisinde de sonuç anlaşmayla biter ancak uzlaşmada mağdurun zararı giderilirken önödemede mağdurun zararı giderilmez. Uzlaşmada devletin maddi geliri olmaz. Zira fail mağdura ödeme yapar(tabii her olayda ödeme gerekmez). Ancak önödemede ödeme devlete yapıldığı için devletin geliri oluşur.
Önödemenin şartları şunlardır:
Önödemede usulü, işin soruşturma ya da kovuşturma evresinde olmasına göre ikiye ayırmak gerekir. Eğer iş soruşturma evresindeyse:
Şartların bulunması halinde Cumhuriyet savcısı önödeme sürecini işletmek zorundadır. Takdiri bir konu değildir.
Özel kanun hükümleri gereğince olayın doğrudan mahkemeye intikal etmesi ya da Cumhuriyet savcılığı tarafından önödeme işlemi yapılmadan kamu davası açılması ya da mevcut davadaki fiilin önödeme kapsamına giren bir suç haline gelmesi halinde mahkeme yargılama giderleri ve ödenmesi gereken parayı hesaplayıp, yukarıda açıklanan şekliyle önödeme sürecini devam ettirir. Para ödenirse kamu davasının düşmesine karar verilir. Ödenmezse yargılamaya devam edilir.
Önödemenin uzlaşmayla ayrılan bir sonucu da mevcut suç nedeniyle oluşan zararın giderilmesinin talep edilmesini, kişisel hakların kullanılmasını engellememesidir(TCK 75/5). Yani fail önödemeyi kabul edip ceza almaktan kurtulsa bile mağdur, uğradığı zararı istemeye devam edebilir. Zira önödemede fail parayı hazineye ödemekte, mağdurun bir kazancı olmamaktadır. TCK 75’e göre önödeme malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri de etkilemeyecektir. Önemli bir husus da hukuk hakiminin önödemeyi kabul eden kişiyi, sırf önödemeyi kabul etmesi nedeniyle suçun faili olarak göremeyecek olmasıdır. Çünkü önödemeyi kabul etmek suçu kabul etmek ya da suçlu bulunmak anlamına gelmemektedir.
Önödeme
Madde 75– (1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili;a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yüz Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz. (Ek cümleler:17/10/2019- 7188/16 md.) Failin on gün içinde talep etmesi koşuluyla bu miktarın birer ay ara ile üç eşit taksit hâlinde ödenmesine Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Taksitlerin süresinde ödenmemesi hâlinde önödeme hükümsüz kalır ve soruşturmaya devam edilir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/12 md.) Taksirli suçlar hariç olmak üzere, önödemeye bağlı olarak kovuşturmaya yer olmadığına veya kamu davasının düşmesine karar verildiği tarihten itibaren beş yıl içinde önödemeye tabi bir suçu işleyen faile bu fıkra uyarınca teklif edilecek önödeme miktarı yarı oranında artırılır.
(2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi halinde de fail, hakim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.
(3) Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de yukarıdaki fıkra uygulanır.
(4) Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı altı ayı aşmayan hapis cezası veya adlî para cezasından yalnız birinin uygulanabileceği hallerde ödenmesi gereken miktar, yukarıdaki fıkralara göre adlî para cezası esas alınarak belirlenir.
(5) Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez.
(6) (Ek: 24/11/2016-6763/12 md.) Bu madde hükümleri;
a) Bu Kanunda yer alan;
1. Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi (98 inci maddenin birinci fıkrası),
2. Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması (madde 171),
3. Çevrenin taksirle kirletilmesi (182 nci maddenin birinci fıkrası),
4. Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma (264 üncü maddenin birinci fıkrası),
5. Suçu bildirmeme (278 inci maddenin birinci ve ikinci fıkraları), suçları,b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 108 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan suç,
c) (Ek:17/10/2019-7188/16 md.) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan suç,
d) (Ek:17/10/2019-7188/16 md.) 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan suç,
bakımından da uygulanır. Bu fıkra kapsamındaki suçların beş yıl içinde tekrar işlenmesi hâlinde fail hakkında aynı suçtan dolayı önödeme hükümleri uygulanmaz.
(7) (Ek: 24/11/2016-6763/12 md.) Ödemede bulunulması üzerine verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile düşme kararları, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
“Suça sürüklenen çocuk … hakkında, hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, 6136 Sayılı Kanun’un 13/4. maddesi uyarınca hükmolunan yasak niteliği haiz mermi bulundurma olması, 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değişik 5237 Sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca önödeme kapsamına alınması karşısında, bu suç yönünden sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden ön ödeme işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu …” Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/10825 E. 2020/6635 K. 11.6.2020
“6763 Sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değişik 5237 Sayılı TCK’nın 75. maddesi uyarınca ön ödeme kapsamına alınan 6136 Sayılı Kanun’un 13/4. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilmeden, sanık hakkında aynı Kanun’un 13/1. maddesi tatbik edilerek fazla ceza tayini…” Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3274 E. 2020/5049 K. 10.3.2020
“… sanığa ön ödeme teklifi yapılarak sonucuna göre yargılamaya devam edilmesi gerekirken, ön ödeme teklifi yapılmaksızın hüküm kurulmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanmış olması …” Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2017/578 E. 2017/831 K. 16.5.2017
“… sanığa soruşturma aşamasında önödeme ihtarı yapılırken anılan madde metninde yer alan birim gün sayısının alt sınırı ve bir gün karşılığı uygulanacak para miktarının alt sınırı göz önünde bulundurularak 500 TL olarak ceza miktarı belirlenmesi gerektiği halde Cumhuriyet Savcısınca sanığa her bir eylemi için toplam 1.007,00 TL (soruşturma gideri dahil) ceza miktarı tebliğ edilmesi usulsüz olduğundan, 5237 Sayılı Kanun’un 75/3. maddesi yollamasıyla, aynı maddenin 2. fıkrasına göre mahkemesince usulüne uygun önödeme işlemi yapılmadan yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması …” Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/34193 E. 2017/8445 K. 23.10.2017