Miras sözleşmesi, mirasbırakanın mirasçısı ya da mirasçılık vasfı bulunmayan üçüncü bir kişiyle yaptığı, ölüme bağlı bir tasarrufu konu alan sözleşmedir. Görüldüğü üzere sözleşmenin taraflarından birisi mutlaka mirasbırakandır.
Türk Medeni Kanunu miras sözleşmesini ağır şartlara bağlamıştır. Adi şekilde yapılan bir sözleşme ile miras sözleşmesi yapmak mümkün değildir. Miras Hukuku kurallarına göre uyulması zaruri olan bu şartlar şöyledir:
Miras sözleşmesi sağlararasında ya da mirasbırakandan önce ölme ile ortadan kaldırılabilir.
Taraflar arasında yapılacak yazılı sözleşme ile miras sözleşmesinden dönmek her zaman mümkündür. Görüldüğü gibi sözleşmeden dönmede resmi vasiyetnamenin ve dolayısıyla miras sözleşmesinin şekil şartları aranmamaktadır.
Miras sözleşmesinde mirasçı olarak atanan ya da kendisine belirli bir mal bırakılan kişinin sözleşmeden sonra gerçekleştireceği bir eylemi nedeniyle mirasçılıktan çıkarılması mümkün hale gelir ise, mirasbırakan tek taraflı irade beyanı ile miras sözleşmesinden dönebilecektir. Burada artık sözleşmenin diğer tarafının söz hakkı kalmamaktadır. Mirasbırakan miras sözleşmesini, vasiyetname düzenleyerek ortadan kaldırabilecektir.
Miras sözleşmesi gereğince sağlar arası edimleri isteme hakkı bulunan taraf, bu edimlerin yerine getirilmemesi ya da güvenceye bağlanmaması halinde miras sözleşmesinden dönebilecektir.
Miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için sözleşme ile mirasçı olan ya da kendisine belirli bir mal bırakılan kişinin, mirasbırakanın ölümü anında hayatta olması gerekir. Eğer daha önce ölürse artık sözleşme geçersiz hale gelecektir. Yasa, mirasbırakandan önce ölenin mirasçılarına, mirasbırakandan sözleşme nedeniyle hak talebinde bulunma imkanı vermemekle birlikte, aksi kararlaştırılmamış olmamakla birlikte, mirasbırakandan miras sözleşmesi uyarınca elde ettiği ve ölüm tarihindindeki zenginleşmeyi geri isteyebilirler.