İsim değiştirme davası, mevcut isminden memnun olmayanların, adlarını değiştirmek için başvurabilecekleri dava türüdür. Bu davada davacı, isminin başka bir isimle değiştirilmesini isteyebileceği gibi, isminden önce ya da sonra gelmek üzere yeni bir ismin, ismine eklenmesine de talep edebilir. Yazı içerisinde isim değiştirme davası ile ilgili bilgilere yer verilmiştir.
İsim, insanlar için en basit, özel ve birincil tanımlanma yoludur. Kişinin, toplum içerisindeki sosyal ilişkileri üzerinde büyük etkiye sahip isminin ne olacağına, ismini doğumunda elde etmesi nedeniyle, karar veremiyor oluşu sorunları da yanında getirmektedir. Özellikle rahatsız edici ya da olumsuz anlamlar taşıyan adları taşımak, isim sahipleri için büyük bir zulme dönüşebilmektedir. Bunun bir eziyete dönüşmediği hallerde dahi kişi kendisini iyi hissetmemekte, mutlu olamamakta, hatta ismini kullanmaktan kaçınmaktadır. Bu durumda isim değiştirme davası gündeme gelmektedir. Adın değiştirilmesi davası, mevcut isminden memnun olmayan kişinin Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak nüfus kaydındaki isim hanesindeki adın farklı bir isimle değiştirilmesi ya da mevcut ismin öncesine ya da sonrasına başka bir ad eklenmesini talep etmesidir.
İsim değiştirme(kanunun sözüyle adın değiştirilmesi), Türk Medeni Kanunu’nun kişilik hakları ile ilgili bölümünde yer bulmaktadır. Türk Medeni Kanunu 27’inci madde şu şekildedir:
Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir.
Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur.
Ad değişmekle kişisel durum değişmez.
İlgili madde oldukça kısa ve öz olarak düzenlenmiştir. Maddeye göre isim değiştirme ancak haklı bir sebebin varlığı halinde talep edilebilir.
Türk Medeni Kanunu’na göre isim değiştirmek isteyen kişinin öncelikle bu talebini hukuki hale getirebilecek haklı bir nedeni olmalıdır. Peki bu haklı neden nedir? Kanun haklı nedenin ne olabileceğini saymamıştır. Dolayısıyla haklı nedenlerin neler olabileceğin uygulama ile yani mahkeme kararlarıyla ortaya çıkmaktadır. Yargıtay’ın verdiği kararlar, bunlarla sınırlı olmamakla birlikte, haklı nedenlerin neler olabileceğini bizlere göstermektedir. Örneğin:
Yukarıda belirtildiği üzere isim değişikliği davasının mutlaka bu sebeplerden birine dayanarak açılması gerekmez. Hukuken kabul edilebilir haklı bir nedeninizin olması yeterlidir.
İsim değişikliği davası açmak için herhangi bir süre bulunmamaktadır. Zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin bulunmadığı davayı kişi, dilediği an açabilir. Reşit olmayan, yani 18 yaşını doldurmamış, kişiler ister velileri aracılığı ile ister doğrudan başvurarak adlarının değiştirilmesini talep edebilirler. Zira isim üzerindeki hak, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır.
İsim değişikliği davası açmak için yetkili mahkeme, adının değiştirilmesini talep edenin yerleşim yeri mahkemesi ya da nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesidir. Dolayısıyla ikametin bulunduğu yerde dava açılabileceği gibi, nüfusa kayıtlı olunan yerde de dava açılabilir. Mahkemeler ile diğer kurumlar arasındaki bilgisayar ağının geliştirilmesi ile ileride, herhangi bir mahkemesinde davanın açılabileceğini düşünüyoruz.
Adın değiştirilmesi davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Dava mutlaka burada açılmalıdır.
İsim değişikliği,
içerebilir. Yani Ahmet olan ismini kişi Mehmet olarak değiştirebileceği gibi, Ahmet Mehmet ya da Mehmet Ahmet de yapabilir.
Hukuki bir dayanağı olmamakla birlikte, önceki adın korunmasının mümkün olduğu durumlarda bu adın korunmasının ileride çıkabilecek sorunların çözümünde işe yarayacağı kanaatindeyiz. Örneğin, Ahmet Akın isimli kişi, Mehmet Akın olarak adını değiştirirse, önceden adının Ahmet olduğunu ortaya koyabilmek için mahkeme kararını göstermek zorunda kalacaktır. Ama Ahmet Mehmet Akın olarak isim değişikliği gerçekleşirse, çok önemli olmayan durumlarda sözlü şekilde durumu izah edebilecek ve kısa sürede sorunu çözebilecektir. Tabii bu belirtilen sadece bir düşüncedir.
İsim değişikliği davası açmak için herhangi sayısal bir sınır bulunmamaktadır. Ancak, yukarıda belirtildiği üzere adın değiştirilmesi için haklı bir nedenin varlığı gereklidir. Böyle bir durum ilk davada makul görülebilecekken, sonraki davalarda mahkemece haklı görülmeyebilir. Ama temelde, herhangi bir sınır bulunmamaktadır.
İsmin değiştirilmesi, ismin değiştirilmesi ile sınırlıdır. Diğer kişisel durumlar değişmez.
Çıkan asılsız haberler nedeniyle vatandaşlar arasında dava açmadan da isim değiştirilebildiği gibi düşünceler oluşabilmektedir. Şu an için isim değişikliği isteyen kişi, hakim kararı almalıdır. Bunun da yolu, dava açmaktır.
7039 sayılı kanun ile,
Kişinin iki yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir.
hükmü getirilmiştir. Bu durumda mahkeme kararı değil, il veya ilçe idare kurulu kararı yeterli olacaktır. Bu durumun her isim değişikliği için geçerli olmadığını, kısıtlı bir alanı kapsadığını belirtelim.
2017 yılında konulan geçici maddenin süresi tamamlandıktan sonra 6/12/2019 tarihli 7196 sayılı kanun ile gelen geçici madde ile kişilerin nüfus müdürlüğüne başvurarak isimlerini değiştirmelerine yeniden imkan tanınmıştır. Bu kez başvuru süresi 3 yıl olarak belirlenmiştir.
İsmini değiştiren kişinin nüfus kaydı düzeltilir. Bununla birlikte çocuklarının nüfustaki baba ya da anne hanelerindeki isim de değiştirilir.
İsim değişikliği davalarında avukat ile takip zorunlu değildir. Kişi kendi davasını kendisi takip edebilir. Ancak hukuki menfaatlerin korunması, usul kurallarına uyulması ve davanın hızlı sonuçlanabilmesi gibi faydaları nedeniyle davanın bir avukatla takip edilmesi tavsiye edilir.
İsim değişikliği davalarında harç ve gider avansı yatırılması mecburidir. Bununla birlikte ilan ücreti de karardan sonra, eğer gider avansı yetersizse, yatırılmalıdır. Avukat vekalet ücreti, avukatlık asgari ücret tarifesindeki asliye hukuk mahkemeleri ile ilgili kısımdaki miktarın altına düşmemek kaydıyla belirlenir.
Hayır, değildir. İsim değişikliği, yukarıda maddesi yazılı 7039 sayılı kanundaki durum hariç, mahkeme kararı ile mümkündür.
Türk Medeni Kanunu madde 27 son fıkraya göre adın değiştirilmesi nedeniyle zarara uğrayan, adın değiştirilmesi kararının kaldırılması için dava açabilir. Bu dava, durumun öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Aksi halde dava açma hakkı ortadan kalkar.
Evet. Mevcut isimden önce ya da sonra gelmek üzer eyeni bir ismin nüfus kaydınıza işlenmesini talep edebilirsiniz.
Gerekli değildir. Ancak bazı mahkemeler tanık dinlemek istemektedir.
İsim değişikliği davasında süre mahkemenin iş yoğunluğuna bağlı olarak 1-2 ayda tamamlanabilmektedir. Ancak bazı özel durumlarda ayrıntılı araştırma gerektiği için dava süresi uzayabilmektedir.