Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmasına İzin Davası

Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmasına İzin Davası

Boşanmadan sonra çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin davasında iznin verilip verilemeyeceği yıllar boyunca tartışılmış, soruya olumlu ya da olumsuz yönde kararlar verilmiştir. İlk derece ve Yargıtay uygulamalarında boşanmadan sonra da her halükarda çocuğun babasının soyadını taşımaya devam etmesi gerektiğine ilişkin kararlar görülmüştür. Yapılan bireysel başvurular sonucunda ise Anayasa Mahkemesi, mahkemelerce verilen bu kararların hatalı olduğunu, eşitlik ilkesine aykırı davranılamayacağını belirterek boşanmadan sonra çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin verilmesi gerektiği yönünde kararlar vermişler. Kararlar verilmiştir diyoruz çünkü yüksek mahkemenin kararlarına rağmen ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay, olumsuz yönde karar vermeye devam etmiştir. Anayasa Mahkemesi ise kararında değişikliğe gitmeyerek hükmünü korumuştur. Anayasa Mahkemesi kararlarına diğer mahkemelerin uyma zorunluluğu bulunması nedeniyle de, boşanmadan sonra çocuğun annenin soyadını kullanmasının mümkün olduğu belirtilmelidir.

TMK (Türk Medeni Kanunu) madde 187 uyarınca kadın, evlendiği takdirde kocasının soyadını alacaktır. Kadın, bu soyadının önünde evlilikten önceki soyadını kullanabiliyor olsa da aile soyadı olarak kocanın soyadı kabul edilmiş olur. TMK madde 321’e göre ise çocuk, ailenin soyadını alacaktır. TMK madde 187’e göre bu soyadı, babasının soyadıdır.

Evlilik devam ederken çocuğun, babanın soyadını yani aile soyadını kullanıyor olması çok büyük oranda eşler arasında uyuşmazlığa sebep olmamaktadır. Zira çocuk için bir soyadının seçilmesi gerektiği, toplumda yerleşik ve bilinir kabulün de bu yönde oluşu gibi nedenlerle eşler bu durumu kabul etmektedirler.

Evliliğin sona ermesi ve çocuğun velayetinin anneye bırakılması halinde ise eşler arasında boşanma nedeniyle ortaya çıkan sorunlar, babanın çocuğu görmemesi, onunla ilgilenmemesi, çocuğa maddi veya manevi katkıda bulunmaması, annenin evlilikten önceki soyadına dönmesi nedeniyle anne ile çocuğun soyadlarının farklı hale gelmesi, vb sebeplerle, boşanmadan sonra çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin verilmesi talebi gündeme gelmektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere annenin, çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi talebi uzun süre olumsuz yanıtlanmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin eşitlikçi kararları ile bu görüş değişmiş ve talep olumlu karşılanmaya başlanmıştır. Yakın tarihli ve detaylı bir karar olması nedeniyle konu ile ilgili olarak Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2020/2674 E.,2020/3825 K. ve 16.9.2020 tarihli kararı incelemek faydalı olacaktır.

Yagıtay kararına konu davada davacı anne, davalı babanın çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, çocuğun yaşamını annesi ile geçirdiğini, her türlü işini kendisinin yerine getirdiğini ve resmi işlemler ile çocuğun okul hayatında bu durumun dezavantajını yaşayacağını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi talebi reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de çocuğun soyadının değiştirilmesinin üstün yararına olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunu reddetmiştir. Temyiz başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2525 Sayılı Soyadı Kanununun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır.” düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi’nin 08.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edildiğini belirtmiştir. İlgili Anayasa Mahkemesi kararı kanundaki düzenlemenin, Anayasa’nın 10’uncu maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesine ve 41’inci maddedeki ailenin korunması ve çocuk hakları düzenlemesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi yönündeki karardır. Anayasa’nın 10’uncu maddesi cinsiyet ayrımcılığına izin vermemekte, 41’inci madde ise ailenin eşler arasında eşitliğe dayandığını, özellikle ananın ve çocukların korunması yönünde tedbirlerin devlet tarafından alınması gerektiği yönünde hükümler içererek çocuğun üstün yararına vurgu yapmaktadır. Kanun maddesinin iptali ile eşlerin boşanması halinde çocuğun soyadını erkeğin belirlemesinin dayanağı kalmamıştır.

Anılı Yargıtay kararında çocuğun üstün yararının, çocuğu ilgilendiren her işte göz önünde bulundurulmasının zorunlu olduğu belirtilip, buna önem verilmesinin hem çocuğa, hem anne babasına, hem de topluma faydalı olacağını dile getirmektedir. Zira çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi toplumdaki davranışlarını belirlemektedir.

Bu genel açıklamalar ışığında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanmadan sonra çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin verilmesi talebinin kabul edilip edilmemesinde değerlendirilmesi gereken hususun, çocuğun üstün yararı olduğuna hükmetmektedir. Eldeki davada çocuğun soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olacağının ispat edildiği, dolayısıyla talebin kabul edilmesi gerektiği yönünde karar verilmiştir.

Özetlenen Yargıtay kararı konuyu oldukça etkili ve verimli şekilde sonuca bağlamaktadır. Zira çocuğun soyadının ne olması gerektiği, sırf anne ya da babasının talebine bağlı olmamalı, çocuğun üstün menfaati neyi gerektiriyorsa onun uygulanması gereklidir. Hatta çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa çocuğun soyadı, anne veya babasınınkilerden farklı bir soyadı olarak bile belirlenebilmelidir. Mahkemenin yapacağı, talebin çocuğun üstün yararına olup olmadığını araştırmak ve olumlu kanaat halinde soyadının değiştirilmesine izin vermektir.

Boşanmadan sonra çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin davası, aile mahkmesinin görev alanındadır. Davada, çocuğun soyadının değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu ispat edilmelidir. Bu talebe dayanak olarak her olay için ayrı neden ileri sürülebilir. Dava, sırf eski eşe zarar verme veya onunla çocuk arasındaki bağlantıyı zedeleme gibi amaçlar taşıyorsa, reddedilecektir. İdrak çağında bulunan çocuğun mutlaka, diğer çocukların ise konuyu anlayacak düzeyde olup olmadığına bakılarak karardan önce dinlenmesi çocuğun üstün yararına uygun olacaktır.

Kaynakça:

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/2674 E. 2020/3825 K. 16.9.2020 T. (Esas)
  • Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/6836 E. 2018/2500 K. 20.2.2018 T. (Görev)
Yazar: Avukat Erdem Akçay