Evlenme, karşı cinsten ve yasanın aradığı ehliyete sahip iki kişinin yetki memur önünde evlenme iradelerini ortaya koymaları ile oluşan hukuki işlemdir. Oluşması ve sonlanması toplumu yakından ilgilendiren evlenme, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu yazıda, evlenebilecekler, evlenemeyecekler, evlenme başvurusu, başvurunun reddi ve redde itiraz, batıl olan evlenmeler, evlenmeye itiraz ve evlenmenin şartları hakkında bilgiler verilmeye çalışılacaktır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu İkinci Ayırım’da, Evlenme Ehliyeti ve Engelleri düzenlenmiştir. Bu kapsamda kimlerin evlenebileceği hakkında temel bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.
Evlilik müessesesinin önemi nedeniyle yasa, evlenenlerde bir takım şartların, niteliklerin bulunmasını emretmiştir. Evlenme ehliyetine sahip olabilmek için şu niteliklere sahip olmak gerekir:
Kural olarak küçük ya da kısıtlının evlenebilmesi için yasal temsilcisinin iznine ihtiyacı vardır. Ancak yasal temsilci haklı bir sebep olmaksızın kişinin evlenmesine izin vermiyorsa hakim, önce yasal temsilciyi dinler ve halin şartlarına göre kişinin evlenmesine izin verebilir.
Akıl hastasının evlenebilmesi için resmi sağlık kurulundan, evlenmesinde sakınca bulunmadığına dair rapor alması gerekir.
Evlenmenin hem kişi hem de toplum açısından büyük önem arzetmesi nedeniyle yasa, bazı kişilerin ya da bazı kişilerin kendi aralarında evlenmelerine izin vermemektedir. Bu kısıtlamalar şu şekildedir:
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ‘nun md. 123 ve md. 124’te, bu hastalıklar sayılıdır. İlgili yasa md. 122 uyarınca evlenecek kişiler, tıbbi muayene yaptırmalıdır. Frengi, belsoğukluğu, yumuşak şankr, cüzzam veya akıl hastalığı bulunanların evlenmesi yasaktır. Sayılı hastalıklardan bir hastalığın tedavisi yapılıp, sirayet tehlikesinin ve hastalığın geçtiğine yönelik tabip raporu alındığı takdirde, evlenme engeli ortadan kalkacaktır.
Verem hastalığı ile ilgili olaraksa md. 124 hüküm koymuştur. Verem hastalığı halinde nikah 6 ay ertelenir. Bu 6 ay sonrasında iyileşme görülmezse 6 ay daha süre uzatılır. Bu son sürenin ardından taraflara, hastalığın önemi ve tehlikesi belirtilir.
Türk Medeni Kanunu’nca evlenme engelleri kapsamında düzenlenen “kadın için bekleme süresi“, kadınların evlenmeleri hususunda özel bir düzenlemedir. Hükme göre evlilik her ne suretle sona ermiş olursa olsun, önceki evliliğinin sona ermesinden itibaren belirli bir süre içerisinde kadının evlenmesi yasaklanmıştır. Bu süre kanunda, evliliğin sona ermesinden itibaren başlamak üzere 300 gün olarak belirlenmiştir. Nesep karışıklıklarının önlenmesi amacıyla konulmuş bu hükme göre kadın bazı durumlarda bu sürenin tamamlanmasını beklemek zorunda değildir. Bu durumlar;
Bekleme süresinin başlangıç tarihi, mahkeme kararının kesinleştiği tarihtir.
Yasa kadının, bekleme süresinde evlenmesini yasaklamıştır. Ancak kadın, bekleme süresinin kaldırılması için Aile Mahkemesi’nde dava açabilir. Bu halde; alınacak sağlık raporu ile hamile olunmadığı belirlendiği takdirde mahkeme, bekleme süresinin kaldırılmasına karar verecektir.
Evlenme başvurusu, birbiriyle evlenecek kadın ve erkeğin birlikte, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna yapılır. Başvuru sözlü ya da yazılı olarak yapılabilir. Evlenme başvurusu yapanlar ayrı ayrı olarak şu belgeleri sunmak zorundadırlar:
Hazırlanan dosyanın incelenmesi sonucunda başvuru yapanların birbirleriyle evlenmelerine engel bir durum olmadığı tespit edilince, beyannamenin izin belgesi onaylanarak başvuru yapanlara verilir. Bu belge ile artık başvuru yapanlar, evlendirmeye yetkili makam huzurunda 6 ay içerisinde evlenebilirler.
Eğer evlendirme memuru, evlenme başvurusunda ve belgelerde eksik görürse, eksikleri tamamlatır ya da tamamlar. Ancak başvuru usulüne göre yapılmamışsa ya da başvuru yapanların evlenmelerinde ya da birbirleriyle evlenmeleriyle yasal engel olduğu anlaşılırsa, evlenme başvurusu reddolunacaktır. Bu durum derhal başvuru yapanlara yazılı olarak bildirilir.
Evlenme başvurusunun reddedilmesi halinde başvuru yapanlar öncelikle, ret gerekçesinin dayanaksız olduğunu belgelerle ispatlama yoluna gidebilirler. Evlenme engeli olarak gösterilen neden nüfus kütüklerindeki bir işlem eksikliği ise, bu eksikliğin tamamlanması gereklidir.
Evlendirme memurunun ret kararına karşı, başvuru yapanlardan her biri mahkemeye başvurarak itiraz edebilir. Bu itiraz, evrak üzerinde incelenip sonuca bağlanır. Ancak eğer ret kararında mutlak butlan sebeplerinden birisi gösterilmişse, bu durumda basit yargılama usulüyle ve Cumhuriyet Savcısı’nın hazır bulunmasıyla yargılama yapılacaktır.
Evlenme için başvuruda bulunmuş kişilerin evlenmeye ehil olmamaları ya da evlenmelerine engel bir neden olması halinde ilgili kişi, yazılı olarak evlenmeye itiraz edebilir. İtirazın en geç evlenme gününden önceki günün mesai saati bitimine kadar yapılması şarttır. Bu zamandan sonra yapılan itirazlar geçerli olmayacaktır. Filmlerde izlediğimiz şekilde, evlenme töreni anında bir kişinin çıkıp “Bunlar evlenemezler” şeklinde itiraz etmesi geçerli değildir.
Evlenmeye itiraz dilekçesinde eğer, evlenme engelleri dışında bir sebep belirtiliyorsa, itiraz eden dilekçesinde; açık kimliğine, adresine yer verip, dilekçeyi imzalamalıdır. Şüphesiz ki bu düzenleme, kötü niyetli itirazları önlemeye yöneliktir. Eğer itiraz, evlenme engellerinden birisine dayandırılarak yapılıyorsa, itiraza dayanak olan belgelerin dilekçeye eklenmesi ya da bu yapılamıyorsa, inandırıcı bilgilere dilekçede yer vermek gereklidir.
Evlendirme memuruna düşen bir yükümlülük de, usulüne uygun yapılmış itirazı, evlenme başvurusu yapan taraflara 24 saat içerisinde duyurmasıdır. Taraflar bu bilgilendirmeden itibaren 10 gün içerisinde, itiraz dileçesinde beyan edilen durumun aksini gösterir bilgi ve belgeyi evlendirme memuruna sunarlar. Evlendirme memuru, ilgili makamlarla yazışmak suretiyle gerekli bilgi ve belgeyi de toplayacaktır. Bu araştırma sürecinin ardından evlendirme memuru dosyayı tekrar inceler ve netice olarak:
Eğer itiraz eden, itirazının reddilmesinden itibaren 10 gün içerisinde mahkemeden evlenmenin men’i davası açıldığına ve evlenmenin durdurulduğuna dair bir karar getirirse, evlenme işlemleri mahkeme sonuna kadar durdurulur.
Evlenmeye itirazda ilgilinin itirazını, en geç evlenme gününden önceki günün mesai saati bitimine kadar yapması gerektiğini belirtmiştir. Cumhuriyet Savcıları ise, mutlak butlan sebeplerinden birinin varlığı halinde, bu nedene dayanarak evlenme akdi yapılıncaya kadar evlenmeye itiraz edebilirler. Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan ihbar ciddi bulunursa, evlendirme memurluğuna bildirilir. Yukarıda belirtilen usul ve esaslara göre evlendirme memuru itirazı inceler. İtirazın yerinde bulunması halinde önceki açıklamalarımıza göre işlem yapılır. İtiraz yerinde görülmezse, Cumhuriyet Savcılığı’na bilgi verilir ve evlenme işlemi yürütülür. Cumhuriyet Savcılığı eğer 10 gün içerisinde evlenmenin men’i davasının açıldığını bildirmezse, evlenme akdi yapılır ve sonuç gerekçeli olarak Cumhuriyet Savcılığı’na bildirilir.
Esas olarak evlenme törenleri, ilgili makamlarca evlenme törenleri için tahsis edilmiş olan resmi yerlerde yapılır. Ancak bu, mutlak bir kural değildir. Tarafların isteğinin olması halinde evlenme töreni, ikametgahlarda(evlerde), özel bina ve salonlarda(düğün salonları gibi), eğer taraflar ya da taraflardan birisi tutuklu veya hükümlü ise Cumhuriyet Savcısılığı’ndan izin alınmak suretiyle ceza veya tutukevinde, baştabibin veya hastane müdürünün izin vermesi halinde hastanelerde de evlenme töreni yapılabilir.
Görüldüğü üzere yasa, evlenme törenin yapılabileceği yerleri oldukça geniş tutmuştur. Kısıtlama olaraksa yasa, evlenmenin mahiyeti ile bağdaşmayan veya tarafların serbestçe iradelerini açıklamalarına imkan vermeyen yerlerde evlenme törenini yapılamayacağını belirtip, özel olarak da mabetlerde resmi evlenme töreni yapılamayacağına hükmetmiştir. Böyle bir durumun varlığını tespit eden evlendirme memuru, evlenmeye erteler.
Şekle bağlı bir akit olan evlenme, evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır. Evlenme törenlerinde kimlerin şahit olabileceği konusu Evlendirme Yönetmeliği md. 28’de düzenlenmiştir. Düzenlemede;
“Şahit olabilmek için ergin ve mümeyyiz olmak ve tanıklık ettiği kişiyi tanımak şarttır.
Görüşleri itibarıyla mümeyyiz olmadıkları ve evlenecek tarafı tanımadığı anlaşılanlar şahitlik
yapamazlar. Şahit, evlenme isteğine ait iradelerin açıklanmasına dair bildirimlerin serbestçe yapıldığına, tanıklık
ettiği kişinin kimliğinin doğruluğuna ve akdin yapıldığına şahittir.”
şeklindedir.
Görüldüğü üzere yasa tanığın, evlenecek kişiyi tanıması gerektiğini belirtmektedir. Bunun gerekçesini, yönetmelik maddesinin devamında görmek mümkündür. Madde, şahitin neye şahitlik edeceğini açıklarken, “…tanıklık ettiği kişinin kimliğinin doğruluğuna…”, da demektedir. Dolayısıyla evlenecek tarafı tanımayan kişinin, belirtilen bu konuda tanıklık etmesi doğru olmayacaktır.
Evlenmenin hangi anda gerçekleştiğini belirlemek, başlıktaki sorunun da cevabını vermektedir. Evlenme töreninde evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Türk Medeni Kanunu md. 142’ye göre evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Maddeden anlaşılması gereken; evlenmenin, evleneceklerin evlendirme memurunun sorusuna olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda artık gerçekleşmiş olduğudur. Tanıkların olması, onların beyanları, deftere imza atılması, vb evlenme anını değiştirmemektedir. Örneğin; sözlü beyanların ardından, taraflardan birisi ölürse ne olacaktır? Olumlu sözlü beyanların açıklanması ile evlenme gerçekleşmiş ve evliliğin hukuki sonuçları doğmuş olacaktır. Bu durumun, tanıklar için de geçerli olması nedeniyle, şahitsiz evlenme kanunen geçerlidir.
Evlenmeden önce ya da sonra evlenecek olanlar ya da evli olanlar mal rejimi sözleşmesi yapabilirler. Usul ve esasına daha sonra ayrıntılı olarak değineceğimiz mal rejimi seçiminin, evlenme başvurusu esnasında yapılması mümkündür. Evlendirme Yönetmeliği’nce bu kapsamda belirlenmiş kurallar şu şekildedir:
Bazı evlenmeler, yasanın aradığı şekil unsurlarına sahip olarak meydana gelmiş olduğu halde sonradan ortadan kaldırılabilme ihtimaline sahiptirler. Türk Medeni Kanunu, batıl olan evlenmelerle ilgili olarak Mutlak Butlan ve Nisbi Butlan olmak üzere iki tür ayrıma gitmiştir. İleriki yazılarımızda bu konulara değineceğiz. Butlan kararının özellikleri:
Dikkat edilmesi gereken husus; mutlak butlanla batıl olduğu yönünde karar verilmiş olsa dahi, hakimin bu kararına kadar evliliğin, geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarına sahip olmasıdır. Kısacası evlilik, kurulduğu günden itibaren değil, iptal kararının kesinleştiği günden itibaren ortadan kalkar.
Butlan kararının bazı sonuçları mevcuttur. Bunlar:
Evlenmenin butlanını dava etme hakkı kural olarak mirasçılara geçmez. Ancak, açılmış bir dava olması halinde mirasçılar bu davayı sürdürebilirler. Dava sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder.
Evlenmenin butlanı davasında yetkili mahkeme ve yargılama usulü konularında, boşanmaya ilişkin hükümler geçerlidir.
Türk Medeni Kanunu, aşağıda listelenmiş hallerde evlenmelerin mutlak butlanla batıl olduklarına hükmetmiştir:
Evlenme Engelleri: Kimler Evlenemezler? ve Kimler Evlenebilir? konularda değindiğimiz evlenme engellerinin, mutlak butlan sebepleri olarak listelendiği görülmektedir.
Mutlak butlan davasını Cumhuriyet Savcısı re’sen açabileceği gibi, ilgili olan herkes tarafından da bu dava açılabilir. Ayrık durum olarak bazı hallerde, bu davayı açabilecek olanlar sınırlandırılmıştır. Bu haller:
Nisbi butlan nedeniyle evlenmenin iptali davası açabilmek için gerekli sebepleri kanun sıralamıştır. Bunlar:
Nisbi butlan nedeniyle evlenmenin iptali davası açabilecek olanlar, eşler ve yasal temsilcidir. Eşlerin dayanabileceği nedenler:
Nisbi butlanla evlenmenin iptali davasını açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Bu süre, hak düşürücü bir süredir.
Eşlerden ayrı olarak yasal temsilcinin de nisbi butlan nedeniyle evlenmenin iptali davasını açabileceği durum mevcuttur. Eğer küçük veya kısıtlı, yasal temsilcisinin iznini olmadan evlenirse, yasal temcilsi evlenmenin iptalini dava edebilir. Ancak, eğer bu küçük ya da kısıtlı, 18 yaşını doldurmak suretiyle ergin olursa, kısıtlı olmaktan çıkarsa veya kadın olan eş gebe kalırsa, artık yasal temsilcinin dava açma hakkı bulunmamakla birlikte, açılmış olan dava mevcutsa, bu davada da evlenmenin iptaline karar verilemez.
Bazı sebeplere dayanarak ise butlan talebinde bulunulamaz. Bu sebepler:
Bu sebeplere dayanılarak evlenmenin iptali dava edilemeyecektir.
Türk Medeni Kanunu madde 142, evlenme törenin ne suretle yapılacağını ve evlenmenin hangi anda gerçekleştiğini belirlemektedir. Madde metni şu şekildedir:
2. Törenin şekli
MADDE 142.- Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Memur, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklar.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere evlenmenin gerçekleşmesi için, evlendirme memurunun, evlenecek kişilerden her birine, diğer tarafla evlenmeyi isteyip istemediğini sorması ve olumlu cevaplar alınması gereklidir. Olumlu cevapların verildiği anda evlenme artık gerçekleşmiştir.
Evet. Başvuru yapan tarafların olumlu cevapları evlenmenin gerçekleşmesi için yeterlidir.
Evet. Belirtildiği üzere, tarafların olumlu yanıtları ile evlenme gerçekleşmiş olacaktır.
Başvuru yapanlar iradelerini birlikte ve aynı zamanda açıklamalılardır. Aksi halde evlenme yok hükmünde sayılacaktır.
Evlenme anı, özellikle miras hukuku alanında önem arz eder. Tarafların olumlu yanıtlarından sonra, şahitlere sorulmadan ya da evlenme kütüğüne imzalar atılmadan taraflardan birinin ölümü halinde, evlenmenin gerçekleşmiş olması nedeniyle sağ kalan, ölenin mirasçısı durumunda olacaktır.
Hayır, gerekli değildir. Kendi kararı yeterlidir.
Hayır, evlenemez. Yasa, olağanüstü halin varlığı halinde hakimin, 16 yaşını tamamlamış kişinin evlenebilmesi için izin verebileceğini belirtir. Dolayısıyla kişinin evlenebilmesi için, diğer şartları da taşımak şartıyla, en az 16 yaşını doldurması zorunludur.
Hayır. Erkek ile kadın evlenebilirler. Erkek ile erkek ya da kadın ile kadın evlenemezler.
Yasada, AİDS olanların evlenmelerine engel bir düzenleme bulunmamaktadır. Yukarıda belirtilen hastalıklar haricindeki hastalıklar, evlenme engeli değildir.
Evlendirme Yönetmeliği md. 26 uyarınca mabetlerde resmi evlenme töreni yapılamaz. Tarafların bu yöndeki talepleri reddedilecek ve evlenme töreni ertelenecektir.