İşçi ayartma, iş hukuku kapsamında değerlendirilen bir haksız rekabet davranışıdır. İş Kanunu madde 23’te düzenlenen hükme göre bazı hallerde, süresi belirli olsun ya da olmasın sürekli olarak çalışması gereken işçisinin sözleşme süresinin bitiminden önce ya da bildirim süresine uymaksızın işten ayrılıp başka işverenin işine girmesi halinde eski işveren, yeni işverenin de sorumluluğuna gidebilecektir. Örneğin işçi A, işveren B’nin yanında sürekli olarak çalışmakta olsun. Ancak önel sürelerine uymadan işçi A işten ayrılsın ve işveren C’nin işinde çalışmaya başlasın. Eğer aşağıda belirteceğimiz şartlar mevcutsa işveren B, işveren C’nin de sorumluluğuna gidebilecektir. Şüphesiz ki işveren B, işçi A’dan ihbar tazminatı isteyebilecektir.
Yukarıdaki örneğimize göre işveren C’nin sorumluluğuna gidebilmek için kanun bazı hususların mevcudiyetini aramaktadır. Bunlar:
şeklindedir.
İhbar süresine uymadan işten ayrılan işçinin, işverenine ihbar tazminatı ödemesi gereklidir. Eğer yukarıda belirtilen şartlar gerçekleşmişse işveren, işçiyi işe alan yeni işverenin sorumluluğunu da gidebilir ve ondan işçinin ödemesi gereken ihbar tazminatını isteyebilir.
Hayır. Eski işverenin zarara uğraması, yeni işverenin sorumluluğuna gidebilmesi için mecburi değildir.
İşçi ayartma genellikle, yetişmiş işçi ihtiyacının karşılanması için rakip firmaların işçilerine daha yüksek maaş ödemeyi taahhüt eden işverenler tarafından gerçekleştirilmektedir. Zira eski işveren belki de işçiyi çırak olarak eğitmiş, işçi olarak çalıştığı sürede deneyim kazandırmış ve bir nevi geleceğe de yatırım yapmıştır. Ancak yeni işveren, bunlarla uğraşmadan sırf yüksek maaş ile işçiyi kendi işinde çalışmaya teşvik etmektedir. Haksız rekabet oluşturan bu durumun önüne geçmek tam anlamıyla mümkün olmasa da en azından eski işverenin, iş sözleşmesinden kaynaklanan alacağını korumak amaçlanmaktadır.