TCK 30 – Hata (Ceza Hukukunda)

Yazıda, TCK 30'da düzenlenen ve ceza sorumluluğunu kaldıran ya da azaltan nedenlerden olan hata ile ilgili bilgilere, madde metnine ve emsal Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.

TCK 30 – Hata (Ceza Hukukunda)

Türk Ceza Kanunu madde 30’da düzenlenen hata, kişinin hayal ettiği ile gerçekte olanın farklı olmasıdır. Örneğin bir avcı, ormanda gördüğü karartının bir av hayvanına ait olduğunu düşünerek ateş eder. Ancak karartı başka bir insana aittir. Bu olayda hatanın varlığından söz edilebilecektir zira avcının hayalinde canlandırdığı ile gerçekte olan farklıdır. Hatanın mevcudiyeti halinde sorun, gerçekleşen olayın suç olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve suç sayılacaksa cezalandırılıp cezalandırılmayacağıdır.

Hata sonucunda ortaya çıkmış olaylarda öncelikle failin iradesinin göz önünde bulundurulduğu, bazı hallerde ise iradenin failin zararına olması halinde oluşan gerçeğe göre hüküm kurulduğu görülmektedir. Yani hata halinde failin lehine olan kullanılmaktadır.

Hukuki Hata

TCK 4, ceza kanunlarını bilmemenin mazeret sayılamayacağını düzenlemiş olsa da TCK 30’a göre suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen kişi hatasından yararlanır. Maddelerin çelişki yarattığı söylenemez zira TCK 4 oldukça geniş ve genel bir kural koymuştur. Bu kadar genel bir kuralın her olayda uygulanması adaletsizliğe sebep olurdu.

Hukuki hata, gerçekleştirilen davranışın hukuken yasak olduğunun bilinmemesidir. Eğer kişi, gerçekleştirdiği eylemin haksızlık oluşturmadığını düşünerek, gerçekte bunun suç olduğu hususunda hataya düşerek hareket etmişse cezalandırılmaz. Örneğin yalnız yaşayan kişi gece, diğer odadan gelen seslere uyanıp evde dikkatlice dolaşırken, biri kendisine sarılıyor. Ev sahibi de sarılanın kendisine zarar verecek olan bir hırsız olduğunu düşünerek sopayla sarılanın başına vuruyor. Ama aslında gerçekte evde hırsız yok. Sarılan kişi ise olur olmaz saatte eve gelen ev sahibinin şakacı oğlu. Bu olayda ev sahibi, meşru savunma hakkını kullandığını düşünmekte, eyleminin kanuna uygun olduğunu varsaymaktadır. Bu nedenle ev sahibi eyleminden dolayı cezalandırılmayacaktır.

Hukuki hatadan söz edebilmek için işlenen fiilin hukuka uygun olduğunun düşünülmesi gerekir. Yukarıdaki örnekte kendisine arkadan sarılındığında ev sahibi, meşru savunma hakkının doğduğunu düşünmüştür. Eğer sarılma gibi ev sahibinin tehlike altında olduğunu gösterecek bir sebep olmasaydı, hırsız sanılan kişiye fiziki saldırıda bulunmak hata kapsamında değerlendirilemeyecekti. Zira hırsızın darp edilebileceğini düşünmek mümkün değildir.

Fiili Hata

Fiili hata, bir halin nitelikleri hakkında yanılmadır. Örneğin camide kendisininkine benzeyen ayakkabıyı giyip giden kişinin eyleminin hırsızlık olarak nitelendirilmesi söz konusu değildir. Zira eğer kişi hataya düşmeseydi, başkasının ayakkabısı ile gitmezdi. Dolayısıyla burada esaslı bir hata mevcuttur. Aynı olayda kişi bilerek başkasının ayakkabısını giyip giderken, ayakkabının altının delik olduğunu görürse ne olacaktır? Burada hatadan söz edilemez. Zira fail suç işleme kastıyla hareket etmiştir. Çaldığı malın sağlam olup olmaması önemsizdir.

TCK madde 30/1’e göre suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyerek hareket eden kişi kasten hareket etmiş olmaz. Ancak taksir olayda bulunabilir. Örneğin yukarıdaki örnekte, ormanda karartıya ateş eden avcı başka bir avcının ölümüne sebep olmuşsa, kasttan söz edilemeyecektir ancak taksirin varlığı araştırılacaktır.

TCK 30/2’ye göre suçun nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. Örneğin gebe olduğunu düşündüğü kadını öldüren kişi, kadının gebe olmaması halinde nitelikli halden değil, basit halden ceza alacaktır. Mağdurda hataya düşen kişi, cezalandırılır ancak hatasından da faydalanır. Mesela uzaktan üstsoyuna ateş ettiğini düşünen kişi aslında bir yabancıya ateş etmiştir. Fail, kasten öldürme suçunu işlemiş sayılacaktır ancak suç üstsoya karşı işlenmiş olarak değerlendirilmeyecektir. Tasarlanına değil, gerçeğe bakılacaktır. Aynı şekilde yabancıya ateş eden kişi üstsoyunun ölümüne sebep olursa(üstsoyunu yabancı sanmıştır), yine suçun nitelikli hali uygulanmayacaktır. Burada ise, yine failin yararına olacak şekilde, tasarlanana göre ceza verilecektir.

TCK 30/3’e göre ise ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlerin olayda bulunduğu hususunda hataya düşen kişi bu hatadan faydalanacaktır. Mesela yukarıdaki olayda hırsız diye oğlunu yaralayan kişi, meşru savunma nedeninin bulunduğunu düşünmüştür. Hatasından faydalanabilecektir.

TCK 30

Hata
Madde 30- (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket
etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi,
bu hatasından yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya
düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
(4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen
kişi, cezalandırılmaz.

TCK 30 Emsal Yargıtay Kararları

“… sanığa ulaşılamaması üzerine UYAP SMS üzerinden kullanmakta olduğu … numaralı cep telefonuna ifadesine başvurulmak üzere Adana Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmesi, Adana ili dışındaysa Cumhuriyet Savcısına belirtilen cep telefonu hattına adresi konusunda mesajla bilgi vermesi, aksi halde hakkında yakalama ya da zorla getirme emri talep edileceğinin ihtar edilmesi üzerine, sanık tarafından katılana cep telefonunu arayarak ve mesaj atarak, hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada, sanığın, bu mesajı adliye personeline gösterdiğini, kendisine böyle bir sistem olmadığını söylediklerini, mesaj gönderen kişinin dolandırıcı olduğunu düşündüğünü, daha sonra telefon görüşmeleri sırasında kendisinin TC numarasını yanlış bildirdiği halde kendisine ekrandan görüyorum dediğini, bu nedenle şahsın kendisini kandırdığını düşündüğünü, özür dilediği ve suç işleme kastının bulunmadığı” şeklindeki savunması karşısında, failin kamu görevlisi olduğunu bilmediği şahsa karşı gerçekleştirmiş olduğu hakaret eyleminde kastın suçun temel şekline yönelik olduğu gözetilmeden, suçun nitelikli halini düzenleyen TCK’nın 125/3-a maddesinden hüküm kurulması…” Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/8104 E. 2020/4096 K. 10.2.2020

“Diğer yandan, saat 04.00 sıralarında pencereden sesler duyarak uyanan ve 14 gün önce yaşanan hırsızlık olayında olduğu gibi evine yine hırsız girdiği zannıyla pencerenin önünde bulunan kişiye ateş eden sanığın, kasten öldürme suçunun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek hareket etmiş olması nedeniyle öldürme suçunu olası kastla değil fakat doğrudan kastla işlediği; ancak pencere önündeki kişinin eşi … olduğu hususunda ise TCK’nın 30. maddesinin 2. fıkrasında hüküm altına alınan “Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.” hükmü uyarınca suçun nitelikli hâlinde hataya düşerek işlediğinin, bu hatanın kaçınılmaz özellikte bir hata değil normal bir hata olmasının yeterli olacağının anlaşılması karşısında, TCK’nın 82. maddesinin ( d ) bendinden sorumlu tutulamayan sanığın doğrudan TCK 81. maddesi gereğince cezalandırılması yerine aynı Kanun’un 21/2. maddesi delaletiyle 81. maddesi uyarınca olası kastla öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş olması, suç niteliğinin değişmemesi ve aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.” Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/1-27 E. 2019/644 K. 7.11.2019

“Fail, cinsel ilişkide bulunduğu mağdurenin 15 yaşını doldurmadığı halde, 15 yaşını doldurduğu düşüncesiyle mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkide bulunur ve şikayetçi olmayan mağdurenin yaşı konusundaki hatası esaslı, diğer bir ifadeyle kabul edilebilir bir hata olursa, bu takdirde fail 5237 sayılı TCK’nun 30. maddesinin birinci fıkrası uyarınca suçun maddi unsurlarından olan mağdurun yaşına ilişkin bu hatasından yaralanacak, bunun sonucu olarak yüklenen suç açısından kasten hareket etmiş sayılmayacağından ve bu suçun taksirle işlenmesi hali kanunda cezalandırılmadığından 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatına karar verilmesi gerekecektir.” Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/14-749 E. 2015/277 K. 15.9.2015

Yazar: Avukat Erdem Akçay

Konu Hakkında Yorum Yapabilirsiniz

Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "TCK 30 – Hata (Ceza Hukukunda)" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.