İstinaf Nedir?

Hukuk ve ceza mahkemelerinde istinaf yoluna başvuru nasıl yapılır? İstinafta uyulması gereken süreler nelerdir? İstinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi nasıl hazırlanmalıdır ve hangi mahkemeye verilmelidir?

İstinaf Nedir?

İstinaf nedir sorusunun cevabı, 20 Temmuz 2016 tarihinde bölge adliye mahkemeleri yani istinaf mahkemelerinin göreve başlaması ile hayatımıza girmiştir. İstinaf, ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş ve kesin olmayan karara karşı ikinci derece mahkemesine itiraz etmektir. Adli yargıda bölge adliye mahkemesi, ikinci derece mahkemesidir. Hukuk ve ceza davalarında istinaf kanun yoluna başvurunun mümkün olması halinde karara itiraz etmek isteyen taraf süresi içerisinde bölge adliye mahkemesine başvurur. Bu başvuru için istinaf, istinaf etmek, istinafa başvurmak gibi ifadeler kullanılmaktadır. Kullanılacak açık ifade ise “istinaf kanun yoluna başvuru” ya da “istinaf yoluna başvuru”dur. Dolayısıyla, istinaf ne demek sorusuna verilecek kısa yanıt, ilk derece mahkemesinin kararına bölge adliye mahkemesi huzurunda itiraz etmektir.

Hukuk Mahkemelerinin Kararlarına Karşı İstinaf

Hukuk mahkemeleri tarafından istinafı mümkün bir karar verildiğinde uygulanacak kuralları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 341-360 maddeleri arasında düzenlemiştir. Yasa öncelikle hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceğini belirlemiştir. Buna göre:

  • Nihai kararlara karşı,
  • İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı,

istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ayrıca:

  • Miktar ve değeri 3000 TL’yi geçmeyen malvarlığı davaları için istinafa başvurulamaz.Sınır hesabında dava konusu alacağının tamamına bakılarak belirlenir. Eğer talep tam miktar üzerindenken reddedilen miktar 3000 TL altındaysa, karar itinaf edilemez.
  • Manevi tazminat davalarında herhangi bir sınır yoktur.

İstinaf Dilekçesi

Yukarıda belirttiğimiz gibi adli yargıda istinaf mahkemesi denildiğinde bölge adliye mahkemesi kastedilmektedir. bu mahkemelere kısaca BAM denilmektedir. Şu an için İstanbul, Sakarya, Bursa, İzmir, Antalya, Konya, Ankara, Samsun, Kayseri, Adana, Gaziantep, Trabzon, Erzurum, Diyarbakır ve Van Bölge Adliye Mahkemeleri mevcuttur.

İstinaf dilekçesi hazırlanırken başvurucu, dava dilekçesinde olduğu gibi önemli usul kurallarına uymak zorundadır. Bu kurallara uyulması, yargının hızlanması için de oldukça önemlidir. Ancak yasa koyucu, istinaf yoluna başvurmayı kısıtlamamak adına kolaylık yaparak, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması halinde istinaf dilekçesinin inceleneceğine hükmetmiştir. Ancak HMK 342/2’de belirlenen içeriğin istinaf dilekçesinde bulunmasına önem vermek faydalıdır.

İstinaf dilekçesini, kararı veren mahkemeye ya da başka bir yer mahkemesine vermek mümkündür. İşlemin hızlanması adına kararın verildiği ilk derece mahkemesinin tercih edilmesi yerinde olacaktır. İlk derece mahkemesi istinaf dilekçesini ilgili bölge adliye mahkemesine gönderecektir. Taraflar sözleşme ile istinaf mahkemesini belirleyemezler ya da ilgili olmayan bir istinaf mahkemesine başvuramazlar. Bunu karar veren mahkeme denetleyecek ve dilekçeyi ilgili BAM’a gönderecektir.

İstinaf Harç ve Giderleri

Devletin kişiye özel yaptığı işler için aldığı harç, istinaf yoluna başvuruda da geçerlidir. Bu nedenle istinaf dilekçesi ile beraber harcın ve yargılamada kullanılacak masrafa ilişkin giderin peşin olarak yatırılması gerekmektedir. Eğer artan miktar olursa yargılama sonucunda iade edilecektir. Bu ödemelerde eksiklik bulunması halinde ilk derece mahkemesi başvurucuya bir hafta süre verecektir. Süresinde ödeme yapılmazsa, istinaf başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verecektir.

İstinaf Başvuru Süresi ve Cevap Süresi

Usulün esasın önüne geçtiği kurallardan birisi de şüphesiz ki başvuru süreleridir. Süreye uyulmaması halinde başvuru reddedilir. Özel kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla genel olarak istinaf yoluna başvuru, gerekçeli kararın tebliği ile başlar ve 2 hafta sürer. Dolayısıyla gerekçeli kararı alan taraf eğer istiyorsa, 2 hafta içerisinde istinaf dilekçesini mahkeme sunmalıdır.

İstinaf dilekçesi verildikten sonra mahkeme bu dilekçeyi diğer tarafa gönderir. Tebliğle beraber bu sefer, diğer tarafın istinaf dilekçesine cevap verme süresi başlar. Bu süre de yine tebliğden itibaren 2 haftadır.

İstinaftan Feragat

Gerekçeli kararın taraflara tebliğinin ardından ikişer haftalık istinaf yoluna başvuru süresinin tamamlanması ile karar kesinleşecektir. Ancak bazı davalarda taraflar bu sürenin beklenmesini istememektedirler. Bu durumda itiraz etmeyecek olan taraf istinaf kanun yoluna başvurmayacağını, bu hakkından feragat ettiğini mahkemeye bir dilekçe ile bildirebilir. Eğer tüm taraflar istinaftan feragat etmişlerse artık süreler beklenmez ve karar kesinleştirilebilir.

İstinaftan feragat eğer istinaf dilekçesi verildikten ancak dosya BAM’a gönderilmeden önce gerçekleşmişse ilk derece mahkemesi istinaf yoluna başvuruyu reddeder ve dosyayı BAM’a göndermez. Eğer dosya BAM’a gönderilmişse artık ilk derece mahkemesinin herhangi bir karar vermesi söz konusu olmaz zira dosyadan el çekilmiştir. Artık istinaftan feragat nedeniyle başvurunun reddi kararını verecek olan BAM’dır.

İcranın Geri Bırakılması ve İstinaf İlişkisi

İstinaf başvurusunda bulunmak icrayı durdurmaz. Örneğin bir alacak davasında davalının istinafa başvurmuş olması, davacının icra takibi başlatmasına ya da mevcutsa icra takibine devam etmesine engel değildir. Ancak İcra ve İflas Kanununda belirlenen icranın geri bırakılması hükümleri uygulanabilir. Bunun için istinaf dilekçesinin icranın geri bırakılması yani tehiri icra talepli olması ve süresinde tehiri icra kararının alınması gereklidir. nafaka davalarında ise icranın geri bırakılması söz konusu değildir. Ayrıca kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların icraya konu yapılması için kararın kesinleşmesi gereklidir.

Ceza Yargılamalarında İstinaf Yoluna Başvuru

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 272 ve devamı maddelerinde istinaf kurumunu düzenlemiştir. Eğer verilen ceza on beş yıl ve daha fazla hapis cezasına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusu olmasa da dosyayı inceleyecektir. Eğer ceza hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, üç bin TL ve altında bir ceza verilmişse karar istinafa konu olmaz. Ayrıca üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine ve kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz.

Ceza yargılamasında istinaf süresi hukuk davalarından farklı olarak hükmün açıklanmasından itibaren yedi gündür. Dolayısıyla duruşmada karar yüzüne karşı okunan taraf istinaf başvurusunu 7 gün içerisinde yapmalıdır. aksi halde istinaf hakkını kaybedecektir. Ceza yargılamasında neden böyle bir düzenlemeye gidildiği ile ilgili herhangi mantıklı bir açıklama bulunmamaktadır. Gerekçeli karar hazırlanmadan tarafın neye itiraz edeceği büyük bir gizem olarak hukuk sistemimizde itina ile korunmaktadır. Bu nedenle uygulamada istinaf süre tutum dilekçesi gibi, hiçbir anlamı ve değeri olmayan ifade kullanılmaktadır. Bu dilekçe ile ilgili taraf aslında istinaf yoluna başvuru süresini tutmamakta, süre işlemektedir. Aslında istinaf süre tutum dilekçesi gerçekte bir istinaf dilekeçsidir. Gerekçeli kararın tebliğinden ya da içeriğini öğrendikten sonra taraf, süre tutum dilekçesinde ileri süremediği sebepleri ileri sürdüğü ek bir dilekçe vermektedir. Bu anlamsız uygulamadan dönülmesi gereklidir. Ceza yargılamasında da hukuk yargılamasında olduğu gibi 2 haftalık istinaf yoluna başvuru süresi, gerekçeli kararın tebliğinden başlamalıdır. Bunu yapacak olan da şüphesiz kanun koyucudur.

Yazar: Avukat Erdem Akçay