Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşin, ister boşanma davasında isterse de boşanmanın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası talep etme hakkı bulunmaktadır. Metinde, nafaka davası ile istenebilecek yoksulluk nafakasının koşulları, şartları ve özellikleri incelenmiştir.
Nafaka davası, eski eşin ya da çocukların barınma, beslenme, giyinme, ulaşım, eğitim, sağlık ve kendilerini geliştirmelerine yönelik harcamalar için bir miktar paranın ödenmesinin talep edildiği davadır. Bu metinde bakım nafakası çeşitleri arasında yer alan yoksulluk nafakası incelenecektir. İştirak ve yardım nafakası, bu konu içerisinde değerlendirilmemiştir.
Boşanma davası sürecinde hakim tarafından re’sen yapılan araştırma ile ilgiliye bağlanabilen tedbir nafakası ile ilgili genel bilgiye “Tedbir Nafakası” sayfasında ulaşılabilmektedir.
Yoksulluk nafakası, boşanmanın gerçekleşmesinde diğer eşten daha fazla kusuru bulunmayan(kusursuz, daha az kusurlu ya da eşit kusurlu) ve boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşin diğer eşten mali durumu nispetinde süresiz olarak isteyebildiği bakım nafakası türüdür. Türk Medeni Kanunu madde 175’te düzenlenen yoksulluk nafakasında nafaka ödeme yükümlülüğü altına girecek eşin kusurlu olup olmadığına bakılmaz.
Arapça bir sözcük olan nafaka, geçinmek için gerekli olanların tamamı olarak tanımlanır. Gerekli olanlar belirlenirken, barınma, beslenme, iletişim, sağlık, ulaşım ve kültürel harcamalar dikkate alınmalıdır. Yoksulluk nafakası gündeme geldiğinde de sayılanlar için ihtiyaç duyulan miktar belirlenmek zorundadır. Zira bir insanın yoksulluk sınırı, bu temel ihtiyaçlara harcaması gereken parasal miktardır. Eğer kişinin bu miktarı karşılayacak ekonomik gücü yoksa kişi yoksul olarak nitelendirilecektir.
Yoksulluk nafakasının gerekçesi olarak, evlilik birliği içerisinde eşler arasındaki dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün kısmen de olsa evlilik birliği sona erdikten sonra da devam edeceği düşüncesi gösterilmektedir. Ancak bunun yoksulluk nafakasının varlık sebebini tam olarak ortaya koymadığı açıktır. Zira evlilik birliğinin taraflara yüklediği sorumluluklar dayanağını, evlilik birliğinin varlığından alırlar. Evliliğin sona ermesi ile sona eren yükümlülükleri devam ettirmeye çalışmak, kanuni olabilir ama hukuki olarak kabul edilemez. Bunun yerine, boşanan eşin, toplumsal yapının ve ekonomik sistemin doğru kurulmamış olması nedeniyle mağdur olmasının engellenmeye çalışıldığının yoksulluk nafakasının sebebi olduğu açıkça söylenmelidir. Ancak bu sayede sorunu ortadan kaldırabilecek düzenlemeler yapılabilir.
Yoksulluk nafakasının koşulları ve özellikleri şu şekildedir:
İster boşanma davası içerisinde ister boşanmadan sonra yeni bir nafaka davası ile talep edilmiş olsun, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka ödenmesini talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek ya da düşmüş olmasının ispatı gereklidir. İspat külfeti talep eden üzerindedir. Hakim karar verirken, lehine yoksulluk nafakası verilecek eşin mevcut malvarlığını ve gelirini değerlendirdiği gibi, boşanma nedeniyle elde edeceği tazminatı ve çalışma imkanının olup olmadığını, çalışırsa ne kadar gelir elde edebileceğini, mal rejiminin tasfiyesi sonucu elde edeceği malvarlığını da araştırmalıdır. Boşanma ya da nafaka davası sırasında çalışmayan kişi lehine hiçbir araştırmaya girmeden yoksulluk nafakası bağlanması doğru olmayacaktır. Örneğin kişi aldığı eğitim nedeniyle ayda 10 bin TL kazanabilecekken çalışmıyorsa(nafaka miktarı kadar gelir elde edebiliyor olması yeterlidir), çalışmasına engel yokken sırf nafaka alabilmek için iş dahi aramıyorsa lehine nafakaya hükmedilmemelidir. Aksi halde nafaka yükümlüsü eşin mağduriyeti ortaya çıkacaktır.
Yoksulluk nafakası ile ilgili karar verecek olan hakim taleple bağlıdır. Talep yoksa hakim kendiliğinden bu hususu araştırıp karar veremez. Bununla birlikte nafaka miktarı belirlenirken de taleple bağlılık söz konusu olacaktır ve hakim en fazla, talep edilen miktar kadar yoksulluk nafakasına hükmedebilecektir.
Yukarıda da bahsedildiği üzere yoksulluk nafakası miktarı belirlenirken talep edenin,
ile sınırlı olmamak üzere mali durumu ve nafaka yükümlüsü olacak eşin mali durumu ile ödeme gücünün araştırılması gereklidir. Sonucuna göre makul ve hakkaniyete uygun bir miktar belirlenmelidir. Nafaka miktarı ödeyeni yoksul hale düşürmemeli, ödeneni de zenginleştirmemelidir.
Nafaka miktarı belirlenirken ödeme yükümlülüğü altında olacak eşin gelirinin bulunmaması ve çalışmıyor olması halinde çalışıp çalışamayacağı ve çalışırsa ne kadar gelirinin olacağı da değerlendirilmelidir. Dolayısıyla sırf gelirinin olmaması nafaka ödemeyeceği anlamına gelmeyecektir.
Yasa yoksulluk nafakasına ilişkin kararın süresiz olarak verileceğine hükmetmektedir. Eğer taraflar aralarında anlaşırlarsa, belirli bir süreye ilişkin olarak da yoksulluk nafakası kararı verilebilir. Ancak asıl olan süresizliktir.
Yoksulluk nafakası, lehine karar verilen tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden ortadan kalkar. Eğer alacaklı taraf başkası ile evli gibi yaşar, yoksulluğu ortadan kalkar ya da haysiyetsiz hayat sürerse borçlu tarafından açılacak dava ile yoksulluk nafakası kaldırılabilir.
Yoksulluk nafakası miktarı belirlenirken değerlendirilmiş tarafların mali durumlarında değişiklik meydana gelirse nafaka miktarı değiştirilebilir. Bunun için, talep eden tarafın dava açması gerekecektir.
Talep olması halinde hakim, belirlenecek yoksulluk nafakası miktarının sonraki yıllarda ne miktarda ödeneceğine de karar verecektir. Burada TÜFE, ÜFE gibi oranlar düşünülebileceği gibi başkaca hukuki bir dayanak da söz konusu olabilir.
Yoksulluk nafakası boşanmanın fer’i niteliğindedir ve boşanma davasında talebi mümkündür. Boşanma davasında nafaka talep edilmemişse, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde nafaka talep edilebilecektir. Bu bir yıllık süre hak düşürücü süre olup sürenin aşılması halinde artık nafaka talep edilemeyecek, edildiği takdirde dava reddedilecektir.
Yoksulluk ya da iştirak nafakası boşanma davası ile birlikte talep edilecekse yetkili mahkeme, boşanma davasında yetkili olan, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Nafaka davası, boşanma davasından sonra açılacaksa yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Nafakası davasında görevli mahkeme ise aile mahkemesidir.
Yoksulluk nafakası boşanma davası ile talep edilmediyse, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde talep edilmelidir. Aksi halde zamanaşımına uğrar ve daha sonra nafaka davası açılamaz.
Yoksulluk nafakası talep edecek olan bu talebini boşanma davasında ortaya koymamışsa, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren en geç 1 yıl içerisinde talepte bulunarak nafaka davası açmalıdır. Aksi halde yoksulluk nafakası talebi reddedilecektir.
Mahkemece alınmış yoksulluk nafakasına yönelik karar, lehine karar verilen için bir alacak, diğer eş için ise borç doğurur. Toptan ödenmesine karar verilmişse bu tarihten itibaren 10 yıl içerisinde alacak talep edilmelidir. Eğer yoksulluk nafakası irat biçiminde ödenecekse, yine 10 yıl içerisinde talep edilmemiş nafakalar zamanaşımına uğrar ve talep edilemezler.
Nafakası ödemelerinin banka aracılığı ile yapılması ispat açısından kolaylık sağlayacaktır. Mevcut bir icra takibi varsa icra dairesinin hesabına da ödeme yapılabilir.
Nafaka ile ilgili karar kesinleştikten sonra ortaya çıkan esaslı sebeplerin bulunması halinde taraflar, nafaka miktarının artırılması, düşürülmesi ya da kaldırılmasını talep edebilirler. Dikkat edilmesi gereken temel husus, kesinleşen karardan sonra tarafların mali durumlarında değişiklik olması ya da hakkaniyetin değişikliği gerektirmesidir. Örneğin, işten ayrılma nedeniyle gerçekleşen mali durumdaki değişiklik haklı bir sebep olacaktır. Şüphesiz mahkeme, hem bu değişikliği, hem tarafların mali durumlarını inceleyerek karar verecektir. Davayı açmak için süre mevcut değildir. "En az 1 yıl beklemek gerekir" gibi ifadeler dayanaksızdır. Ancak tekrar belirtmek gerekir ki, mali durumda esaslı bir değişim meydana gelmiş olmalıdır. Aksi halde dava reddolunacaktır.
Fazla ödenmiş yoksulluk nafakası sebepsiz enginleşme hükümleri dayanağı ile iade istenebilir.
Şüphesiz ki her dosya kendi niteliklerine göre değerlendirilmeli ve buna göre karar verilmelidir. Ancak genel itibariyle yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşe verilir. Geliri, sayesinde yoksulluğa düşmeyecek olan eşin yoksulluk nafakası talebi reddolunur.