Boşanma Davasını Hangi Eş Açabilir?

Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılacak boşanma davasını hangi eş açabilir? Kusuru bulunmayan eşe karşı boşanma davası açılabilir mi? Hangi eşin daha çok kusuru olmalıdır?

Boşanma Davasını Hangi Eş Açabilir?

Boşanma davasını kim açabilir sorusu sıklıkla sorulmaktadır. Bazen boşanma davası açmanın bir kusur olarak görülebileceği, bazen de karşı tarafın önce davranarak dava açması halinde geç kalınacağı gibi temelden yoksun düşünceler oluşabilmektedir. Bu nedenle konumuzda, boşanma davasını kimin açabileceğisorusuna yanıt verilmeye çalışılacaktır.

Boşanma Davasını Hangi Eş Açabilir?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, her eş boşanma davası açabilir. Zira dava açmak anayasal bir hak olup, engellenmesi mümkün değildir. Ancak bazı hallerde dava açılması, büyük olasılıkla davanın reddedilmesi ile sonuçlanacaktır. Bunun önüne geçmek için, öncelikle dava açmanın mantıklı olup olmadığına, hukuki dayanağının bulunup bulunmadığına bakılmalıdır.

Terk ve zina gibi özel boşanma sebeplerinin mevcudiyeti halinde şüphesiz ki davayı açacak olan eş, eşinin bu kusurları gerçekleştirdiğini iddia eden eştir. Yoksa, evi terk eden bir eşin üstüne üstlük bir de terk nedenine dayanarak boşanma davası açması doğru olmayacaktır.

Sorumuz ise genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasıdır. Medeni Kanunun 166/1 maddesi “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.“, şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre yasa, boşanma davası açılabilmesi için eşlerden birinde herhangi bir kusurunun bulunup bulunmamasına bakmamış, hatta  kusuru bulunmayan eşin boşanma davası açabileceğine de hükmetmemiştir. Yasanın aradığı iki şart mevcuttur:

  1. Evlilik birliği temelinden sarsılmış olmalı,
  2. Sarsılma, eşlerin evlilik birliğini devam ettirmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede ağır olmalı.

Dolayısıyla evlilik birliği sarsılmamışsa boşanma davasından söz etmek de mümkün olmayacaktır. Bununla birlikte evlilik birliği sarsılmakla birlikte yaşanan vak’a evlilik birliğinin devamına engel değilse, yine boşanma davası açmak yerinde olmayacaktır. Örneğin eşlerden birinin diğer eşe günaydın dememesi boşanma davası açmak için yeterli midir? Şüphesiz ki hayır. Zira evlilik birliğinin sarsıldığından söz etmek mümkün değildir. Ancak eşin, diğer eşle hiç konuşmadığı ve bunun uzun süredir devam ettiğini varsayarsak, artık boşanma davası açmak için gerekçe mevcuttur. Zira, eşin diğer eşe hiç konuşmaması evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olacağı gibi, evliliği de çekilmez hale getirecektir.

Dikkat edilmesi gereken bir husus ise, her olayın her evlilik için boşanma nedeni sayılamamasıdır. Örneğin bir eş için eşinin horlaması boşanma nedeni olabilecekken, başka bir eş eş için sadakatsizlik bile boşanma sebebi değildir ve bu eş evliliğine mutlu bir şekilde devam edebilmektedir. Dolayısıyla hakim de bu durumda sadakatsizliği bir boşanma sebebi olarak göremeyecektir.

Sorumuza dönecek olursak, kusurun mevcudiyeti halinde boşanma davasını hangi eş açabilir? Yargıtay’ın aşağıda bilgileri verilmiş kararı oldukça yerinde bir karardır. Karara göre bir eşin boşanma davası açılabilmesi için, diğer eşin az da olsa kusurunun bulunması gereklidir. Aksi halde yasanın istemediği sonuçlarla karşılaşılabilinir. Örneğin eş A, eşi B’ye fiziksel şiddet uygular ve ertesi gün gidip yaşanan bu olay nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürebilir. Hukukun, kişinin kendi kusuruna dayanarak bir hak elde etmeyi korumasının beklenemeyeceğine göre, bu örnekteki eş A’ya dava açma imkanı verilmemelidir.

Yukarıdaki örnekte eğer eş B’nin de az ya da çok bir kusuru varsa, artık eş A boşanma davası açabilecektir. Zira TMK madde 166/2, “… davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.”, demektedir. Görüleceği üzere yasa, boşanmaya karar verebilmek için mutlaka davalının kusurlu ya da daha kusurlu olmasını aramamaktadır. Bazı hallerde davacının kusuru daha fazla olsa ve davalı boşanmaya itiraz etse bile boşanmaya karar verilebilecektir.

Özetle, boşanma davasını hangi eş açabilir sorusunu cevaplarken, davacının durumuna ya da kusuruna değil, davalının durumuna bakmak gereklidir. Eğer davalının az da olsa kusuru varsa dava açılabilecektir.

İlgili Yargıtay Kararı:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3901 E. 2020/4354 K. 5.10.2020 T.

“… Öyle ise Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.”

Kategori: Aile Hukuku
Yazar: Avukat Erdem Akçay