Her ne kadar halk arasında iddet müddeti, iddet süresi gibi kavramlar kullanılsa da, hukukumuza göre bu durumun adı “Kadın İçin Bekleme Süresi”dir. Kadın için bekleme süresi, Türk Medeni Kanunu madde 132’de düzenlenmiştir. Madde şu şekildedir;
Madde 132 – Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez.
Doğurmakla süre biter.
Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.
Maddeden de açıkça anlaşılacağı üzere kanun, erkekten farklı olarak kadın için, boşanma sonrasında bir bekleme süresi belirlemiştir. 300 gün olarak belirlenen bu süre, boşanma gerçekleşmiş olsa bile kadının gebe olabileceği dayanağıyla ortaya konmuştur. Babalık karinesi başlıklı Türk Medeni Kanunu madde 285, evlilik sona ermesinden itibaren üç yüz gün içinde doğan çocuğun babasının, eski eş olacağına hükmetmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken hususları başlıklar halinde değerlendirelim.
Evet. Erkek için bir bekleme süresi belirlenmemiştir. Yani boşanmanın kesinleşmesi ile erkek, başka bir kadınla evlenebilir.
TMK md. 285 uyarınca bu durumda, biyolojik olarak bağı olmasa da çocuğun babası eski eştir. Soybağının düzeltilmesi için dava açılması gerekecektir.
Beklemesi süresinin amacı, üç yüz gün içerisinde doğan çocuğu korumaktır.
Bekleme süresi, boşanma kararının kesinleşmesi ile başlayacaktır.
Kadının, üç yüz günden ibaret bekleme süresini tamamlamadan evlenebilmesi için şu şartlar gerçekleşmelidir:
Üçüncü maddede belirtilen durumda kadın, mahkemeden karar almak zorundadır. Mahkemeden, önceki evliliğinden gebe omadığına dair karar alan kadın, süreyi beklemeksizin evlenebilir. Görevli mahkeme, aile mahkemesidir.