TCK 37-41 – Suça İştirak

Bir kişinin işlenmesinin mümkün olduğu suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde ortaya çıkabilecek olan suça iştirak hakkındaki açıklamalara yer verilen yazıda suça teşebbüsün şartları, teşebbüs halinde ortaya çıakbilecek ceza miktarları, iştirak şekillerinin neler olduğu ve çok failli suçlarla farkına yer verilmiştir.

TCK 37-41 – Suça İştirak

Türk Ceza Kanununun dördüncü bölümünü oluşturan 34-41 maddeleri arasında düzenlenen suça iştirak, birden çok kişinin, bir kişi tarafından işlenebilen bir suçu önceden anlaşarak işbirliği içinde işlemeleridir. Bir hareketin suç olarak değerlendirilebilmesi için kanunda belirlenen suç tiplerinden birine uyması gereklidir. Suça iştirak kurumu olmasa, bir suçun işlenmesi için beraber hareket eden kişilerden bazılarının davranışları suç tipine uymuyorsa, bu kişiler cezalandırılamayacaktır. Suça iştirak, tek başına değerlendirildiğinde suç oluşturmayan harekette bulunan kişinin hareketinin dahi, diğer faillerin davranışlarıyla birleştiğinde hukuka aykırı sonucun ortaya çıkmasına sebep olması halinde, kişinin cezalandırılmasını sağlamaktadır. Örneğin bir kişiye, bir başkasını öldürmesi yönünde telkinde bulunan kişinin bu davranışı tek başına suç değildir. Ancak telkin edilenin gerçekten diğer kişiyi öldürmesi halinde artık telkinle ölüm arasında nedensellik bağı kurulmuş olur. Hatta telkin olmasa suç işlenmeyecektir. Bu durumda suça iştirak gündeme gelir ve telkinde bulunanın ceza sorumluluğu ortaya çıkar.

Suça İştirak ve Çok Failli Suçlar

Suçun örgüt ya da birden fazla kişi tarafından işlenebildiği durumlarda çok failli suçlardan bahsedilir. Zira bu tip suçların işlenebilmesinin unsurları arasında eylemin birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi şarttır. Birden çok kişi yoksa zaten suç oluşamayacaktır. Suça iştirakte ise bir kişinin işleyebileceği suçun birden fazla kişinin katılımıyla işlenmesi vardır. Örneğin TCK m.228/4’te, kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçunun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde cezanın artırılacağı belirtilmektedir. Nitelikli halin oluşabilmesi için örgütün varlığı mecburidir. Dolayısıyla bu çok failli suç niteliğindedir. Yaralama suçunu ise bir kişi, karardan sonuca kadar tek başına işleyebilir. Ama bu kişiye, suçu işlemesi için ona para veren ya da olay yerine götüren bir başkası katılabilir. Bu durumda çok failli bir suçtan değil, suça iştirakten söz edilecektir.

İştirak Şekilleri

Türk Ceza Kanunu suça iştirak şekillerini üçe ayırmıştır:

  • Faillik (TCK 37)
  • Azmettirme
  • Yardım etme

İştirak şekilleri ayrıca inceleneceği için burada detaya girilmeyecektir.

Suça İştirakte Ceza Miktarları

TCK faillere, faillik ve azmettirmede suç maddesinde belirtilen temel cezaların, yardım etmede ise temel cezada indirim yapılarak cezanın uygulanacağına hükmetmektedir. Bunun sebebi, faillik ve azmettirmede suçun işlenmesi için önemli bir basamağı oluşturmanın gerekmesine karşın yardım edenin davranışının olayda bu kadar önemli bir değere sahip olmamasıdır.

Suça İştirakın Şartları

Suça iştirakin oluşabilmesi için gerekli şartları şöyle sıralamak mümkündür:

  • Birden fazla fail tarafından gerçekleştirilen birden fazla hareket bulunmalıdır. Faillik, azmettirme ve yardım etmede birden fazla kişi bulunmakta ve her biri en az bir harekette bulunmaktadır. Hareketin illa icrai olması zaruri değildir. İhmali davranışla da suça iştirak mümkündür. İştirak eden açısından hazırlık hareketinde bulunmak bile yeterlidir. Yeter ki asıl fail icra hareketine başlasın. Asıl fail icra hareketine başlamadıysa, iştirak edenin hazırlık hareketi cezalandırılmaz. Aksi düzenleme TCK’da bazı suçlar için mevcut olsa da genel kural budur. Hareketin maddi, gözle görülebilen bir hareket olması da gerekmez. Asıl faile psikolojik açıdan destek olmak, onun suç işleme kararını kuvvetlendirmek gibi manevi davranışlarla da suça iştirak mümkündür.
  • Hareket, nedensel değere sahip olmalıdır. Suça iştirak edilmesinden söz edebilmek için iştirak edenin hareketinin suçun işlenmesine etki etmesi, hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerekir. Örneğin azmettirmeden söz edebilmek için, asıl fail suçu işlemiş olmalıdır. Azmettirmeye konu davranışın da suçun işlenmesinde değere sahip olması gereklidir.
  • İştirak bilinciyle hareket edilmelidir. İştirakin zaman bakımından sınırı, en geç suçun tamamlanması sırasında gerçekleşmiş olmasının zaruri oluşudur. Yani iştirak, karar, hazırlık veya icra hareketleri sırasında ortaya çıkabilir. Suçun tamamlanma anından bir an önce iştirak mevcut olmalıdır. Örneğin birbirlerinden habersiz iki kişinin, aynı hasımlarına aynı anda silahla ateş ederek öldürmelerinde iştirak yoktur. Zira faillerde iştirak kararı yoktur. Eğer birbirlerinden habersiz gelen bu iki kişi, suç tamamlanmadan bir an önce iştiraki ortaya koyan bir davranışta bulunsalar ve suç bu iştirak bilinciyle suçu işleseler(müşterek fail haline gelseler), suça iştirakten söz edilebilecektir. Ayrıca iştirakin, suça yönelik harekette bulunan herkes tarafından kabulü gerekir. Örneğin A şahsının B şahsını öldürmesine, A şahsından habersiz olarak yardım eden C için iştirak söz konusu iken, A için iştirak yoktur. Suça iştirak için kast mecburi olduğuna göre suçun işlenmesine bilmeden katkıda bulunanın ceza sorumluluğu doğmayacaktır. Mesela otogarda taşıyıcılık yapan A’ya B, sahibi olmadığı halde yerde duran bavulu taşıması için para vermiş ve otogarın dışına kadar bavulu taşıtmıştır. B’nin amacı hırsızlıktır ve A, kastı olmadan suçun işlenmesine yardım etmiştir. Bu durumda A’nın suça iştirakinden söz edilemeyecektir.
  • Suç en azından teşebbüs aşamasına varmalıdır. Burada asıl failin hangi aşamada olduğuna bakmak gereklidir. Asıl fail hazırlık hareketlerini tamamlamadıysa, iştirakten söz edilmez. Ama asıl fail teşebbüsün zorunlu unsuru olan icra hareketlerine geçmişse, artık teşebbüs ve dolayısıyla suça iştirak mevcuttur.

Sonucun Anlaşmadan Farklı Olması Hali

Suçun fail ya da şeriklerin üzerinde anlaştıkları şekilde sonuçlanmaması halinde çeşitli olasılıklar gündeme gelecektir. Buna göre:

  • Suçun işlenmesindeki araç değişirse ama sonuç aynı olursa, suça iştirak edenler için bir değişiklik olmayacaktır. Mesela A şahsını bıçaklayarak öldürmek üzere suç yoluna giren faillerden birinin bıçak kullanmak yerine silahla A’yı öldürmesi halinde tüm faillerin ceza sorumluluğunda önemli olan kıstas A’nın öldürülmesi olacaktır.
  • Anlaşılan suçtan daha ağır bir suç işlenirse, ağır suçtan sadece bu suçu işleyen sorumlu olur. Zira diğerlerinin bu suça iştirak kastları yoktur. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda ise tüm fail ve şeriklerin sorumluluğu doğabilecektir.
  • Kararlaştırılan suçtan daha hafif bir suç işlenirse, tüm fail ve şerikler hafif suçtan cezalandırılır. Örneğin nitelikli hali işlenmek için anlaşılan suçun basit hali işlenmişse, basit halden sorumluluk herkes için geçerli olacaktır.
  • Kararlaştırılan suçtan başka bir suç işlenirse, yine kast ve anlaşma olmadığı için suça katılmayanlar açısından bir sorumluluk gündeme gelmeyecektir. Örneğin hırsızlık amacıyla eve giren üç kişiden birinin ev sahibini öldürmesi halinde diğer iki kişi için öldürme fiilinden sorumluluk olmayacaktır. Ancak burada diğer iki kişinin, öldürme fiiline engel olmaya çalışıp çalışmadıklarına ve engel olmaya imkanlarının olup olmadığına bakmak da gerekecektir. Eğer bu imkana sahip oldukları halde sessiz kalmışlarsa, bu kişiler için de öldürme fiili açısından suça iştirak söz konusu olacaktır. Yani bu suça katılma arzularının olmadığını ortaya koymaları beklenmektedir.
Yazar: Avukat Erdem Akçay

Konu Hakkında Yorum Yapabilirsiniz

Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "TCK 37-41 – Suça İştirak" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.