TMK 2 – Gerekçesi ve Emsal Yargıtay Kararları

TMK 2, dürüst davranma ilkesini(doğruluk ve dürüstlük ilkesi, dürüstlük kuralı) oluşturan Türk Medeni Kanunu maddesidir. Maddeye göre herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüst davranmak zorundadır. Toplumun devamını sağlama amacıyla oluşturulmuş hukuk sisteminin en önemli kurallarından birisi olan dürüstlük kuralı, ahlak kurallarının da temelini oluşturur. Dürüstlüğün bulunmadığı bir sistem er geç yok olmaya mahkumdur. TMK madde 2 metni, gerekçesi ve emsal Yargıtay kararlarına yazı içerisinde yer verilmiştir.

TMK 2 – Gerekçesi ve Emsal Yargıtay Kararları

TMK 2 yasada, “Başlangıç kısmında yer almaktadır. “Hukuki İlişkilerin Kapsamı” başlığı altındaki “Dürüst davranma” altında düzenlenen madde kişilere haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüst davranma yükümlülüğü yüklemektedir. Dürüstlük kuralı ya da dürüst davranma ilkesi olarak adlandıran kuralara göre herkes, hukuki davranışlarında dürüst davranmak zorundadır. Kişinin bir hakkını açıkça kötüye kullanmasını ise hukuk düzeni korumayacaktır.

TMK 2:

B. Hukukî ilişkilerin kapsamı

I. Dürüst davranma

Madde 2 -Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.

Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.

TMK 2 Gerekçesi:

Madde 2- Yürürlükteki Kanunun 2 nci maddesini karşılamaktadır.

Maddenin konu başlığı “Medenî hakların şümulü” yerine “Hukukî ilişkilerin kapsamı” şeklinde değiştirilmiştir. Gerçekten de yürürlükteki Kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde kişilerin medenî haklarının kapsamı değil, kişilerin hukuk ilişkilerinde hak kazanmaları ile borçlarını ifa etmelerinin kapsamı düzenlenmiştir. Bu sebeple 2, 3 ve 4 üncü maddelerin konu başlığı olarak “Hukukî ilişkilerin kapsamı” deyimi kullanılmıştır.

Yürürlükteki Kanunun 2 nci maddesinde, kişilerin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymakla yükümlü oldukları düzenlenmektedir. Gerek öğretide, gerek yargı kararlarında bu maddenin “doğruluk ve dürüstlük kurallarına” ilişkin genel ilkeyi ortaya koyduğu kabul edilmektedir. Maddenin içerik ve amacına uygun olarak kenar başlığı bu sebeple, “Dürüst davranma” olarak değiştirilmiştir. Bu deyim, bir sonraki maddede yer alan sübjektif iyiniyet ile bu maddede düzenlenen iyiniyeti birbirinden ayırt etmeye hizmet etmesi bakımından da daha isabetli görülmüştür.

Madde içerisinde de iyiniyet sözcüğü yerine “dürüstlük kurallarına uymak” ifadesi kullanılmıştır. Maddenin ifadesi anlaştırılmak suretiyle daha anlaşılır bir şekle ölçülmüştür. Maddede, ayrıca ödevi de ifade edecek şekilde geniş anlamda “borç” ibaresine yer verilmiştir.

TMK madde 2 Emsal Yargıtay Kararları:

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/12590 E., 2020/2544 K., 17.2.2020 T.

Bu nedenle Türk Borçlar Kanunu’nun 52. md ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. md gözetilerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki otel inşaatının ne zaman başladığı, otelin ne zaman ruhsat alarak faaliyete geçtiği, davacının taşınmazın üçüncü kişilere satıldığı ve otelin yapıldığı tarihi ne zaman öğrendiği taraflardan sorularak, davanın geç açılmasında davacının kusuru bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra, kusurunun bulunması halinde tespit edilen bedelden hakkaniyet indirimi yapılarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi…

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/547 E., 2019/7545 K., 5.12.2019 T.

Davacının iptal edilen hizmetinin fiili çalışma olgusuna dayanmadığı göz önüne alındığında, MK madde 2’deki “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmüne aykırı şekilde Kurumun sağlık giderlerini isteyemeyeceği tespiti isabetsiz olmuştur.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-2613 E., 2019/1191 K., 14.11.2019 T.

Ayrıca, anlaşmalı boşanma protokolü düzenlendiğinde karşılıklı edimler arasındaki denge sonradan, şartların olağanüstü değişmesiyle taraflardan biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar artık o akitle bağlı tutulamazlar, değişen bu koşullar karşısında 4721 Sayılı TMK’nın 2. maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebileceklerdir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/5-2374 E., 2019/1161 K., 12.11.2019 T.

Şu hâlde bir hak, o hakkın tanınmasındaki amaca aykırı olarak kullanılırsa ve bu kullanmada kullanan bakımından menfaat yoksa veya çok küçük bir menfaat varsa, bu takdirde o hakkın kullanılmasından değil, hakkın kötüye kullanılmasından bahsedilir. Bir malikin mülkiyet hakkından yararlanması öngörülmüştür, malik mülkiyet hakkını kendisine yararı olmadığı hâlde, mülkiyeti amacına aykırı olarak kullanırsa, mesela gerekmediği hâlde gerekmediği yükseklikte bir duvar yaptırırsa, hakkın kötüye kullanıldığı sonucuna varırız (Akyol, s. 21 ).

… kıymet taktir komisyonu raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde nar fidanlarının yer aldığına dair bir bilgiye yer verilmediği anlaşılmakla birlikte fidanların niteliği dikkate alındığında davalının eyleminin taşınmazın kamulaştırma bedelini arttırma amaçlı bir tasarruf niteliğinde bulunduğu, … bu fidanların poşeti çıkarılmış olsa bile hiçbir sulama sisteminin bulunmadığının, bazı fidanların toprakla dahi bütünleşmediğinin açıkça ifade edildiği, dolayısıyla ortada dürüstlük kuralına aykırı davranarak haksız kazanç elde etme amacının var olduğu ve eylemin TMK’nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiği, bu yönü ile taşınmaz üzerine dikilen fidanlara bedel verilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-2417 E., 2019/871 K., 4.7.2019

Öte yandan, söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu taktirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da madem ki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer ( TMK m.2 ).

Yazar: Avukat Erdem Akçay

Konu Hakkında Yorum Yapabilirsiniz

Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "TMK 2 – Gerekçesi ve Emsal Yargıtay Kararları" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.