TMK 22 ile nerelerde kalmanın yerleşim yeri edinme sonucu doğurmayacağı belirlenmiştir. Yazıda, yerleşim yeri edinme sayılmayacak yerler hakkında açıklamaya, TMK madde 22 metnine, gerekçesine ve ilgili Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.
TMK 22, geçici süreli kalmaların yerleşim yerine etkisini belirlemektedir. TMK 20‘ye göre bir yerin yerleşim yeri olabilmesi için kişinin burada sürekli kalma niyetiyle oturuyor olması gereklidir. TMK madde 22 de açıklamada bulunarak, öğretim nedeniyle bir yer de bulunmanın, eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulmanın yeni yerleşim yeri edinme anlamı taşımayacağını belirlemektedir. Örneğin öğrencinin kaldığı yurt, hükümlünün kaldığı cezaevi, hastanın yattığı hastane yerleşim olarak sayılmayacaktır.
Kurumlarda bulunma
Madde 22 – Bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz.
Madde 22- Yürürlükteki Kanunun 22 nci maddesini karşılamaktadır.
Madde günümüz diline uyarlanarak yeniden kaleme alınmıştır. Hüküm değişikliği yoktur.
“4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. “Aynı Kanunun 412. maddesinde de; “Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez.”Yine aynı Kanunun 22. maddesi uyarınca “Bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Hükümlünün İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.08.2005 tarih 2005/553 E. – 2005/1097 K. sayılı ilâmı ile vesayet altına alındığı, vesayetin bu mahkemece takip edildiği ve ayrıca hükümlünün 02.06.2015 tarihli dilekçesinden cezaevine girmeden önceki son ikamet adresinin “D… Mah. … Sok. No: … İskenderun/HATAY” olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın İskenderun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir.”
(Cezaevinde tutuklu olarak kalan davacının isim değiştirme davası açma hakkında)
“1587 Sayılı Nüfus Kanununun 46.maddesinin 1.fıkrası, ismin düzeltilmesine ilişkin davaların ilgilinin oturduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesince görüleceğini hükme bağlamış olup, bu husus, kanunda belirlenmiş özel bir yetki kuralı olduğu cihetle mahkemece kendiliğinden dikkate alınır.
Davacı halen Bayrampaşa Cezaevinde tutuklu olduğundan, Medeni Kanunun 22.maddesi doğrultusunda, bu yer kendisi için ikametgah sayılamayacağından; mahkemece, öncelikle davacının kanuni ikametgahı araştırılıp mahkemenin yetkili olup olmadığı tespit edilerek hasıl olacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”