TCK madde 40 – Bağlılık Kuralı (Suça İştirakte)

TCK madde 40, fail olarak değerlendirilemeyen ancak suça iştirak edenlerin ceza sorumluluğunu düzenlemektedir. Yazıda bağlılık kuralı hakkında bilgiler ve Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.

TCK madde 40 – Bağlılık Kuralı (Suça İştirakte)

TCK madde 40, suça iştirakte bağlılık kuralını düzenlemektedir. Suçta ve cezada kanunilik ilkesini düzenleyen TCK 2 uyarınca kişiye ceza verilebilmesi için kanunun açıkça suy saydığı bir fiili hayata geçirmesi gerekir. Örneğin kasten öldürme suçunun işlenebilmesi için bir kişiyi kasten öldürmek gereklidir. Eğer saldırıda bulunulan kişi ölmemişse, kasten öldürme suçu gerçekleşmiş sayılamaz. Fail, yani eylemi gerçekleştiren açısından konu bu kadar basittir. Eğer failin başlangıçta bu suçu işleme düşüncesi olmasaydı ama bir başkasının telkinleri sonucunda bu suçu işlemiş olsaydı ne olurdu? Fail, suçu telkinle bile olsa kasten işlediği için yine kasten öldürmeden cezalandırılırdı. Burada yine bir sorun bulunmuyor. Ancak telkinde bulunana ceza verilemezdi çünkü suçun tanımında telkinde bulunma fiili suç olarak düzenlenmemiş. Türk Ceza Kanunu’ndaki suça iştirak hükümleri bu aşamada devreye girmekte, şeriklerin yani suç ortaklarının da cezalandırılmalarını sağlamaktadır. TCK 40 ile düzenlenen bağlılık kuralı, failin gerçekleştirdiği asıl fiile bağlı olarak suç ortağının da cezalandırılmasını sağlayan kuralları ortaya koymaktadır.

Şeriklikten söz edebilmek için failin suçu işlemiş olmasının gerektiği şüphesizdir. Aksi halde bağlılık kuralının tutunacağı bir fiil mevcut olmayacaktır. Örneğin azmettirilen kişi öldürme sonucuna ulaşamazsa, azmettiren için bir suçtan söz edilemeyecektir. Diğer önemli husus ise şeriklerin, suç fiiline katılmış olmalarıdır.

Suç ortağı, fail sayılabilmesi için gerekli şartlara sahip değildir. Suç ortağı, suçun işlenişinde hakimiyet kuramaz veya özel faillik niteliğini taşımaz. Suç ortağı bağlılık kuralı ile suçtan sorumlu tutulur.

TCK 40/1’e göre suça iştirak edenin varlığından söz edebilmek için asıl failin kasten ve hukuka aykırı işlediği bir fiili bulunmalıdır. İştirak eden herkesin ceza sorumluluğu ayrı ayrı değerlendirilir. Dolayısıyla iştirak edenlerden birinin cezalandırılamıyor olması, diğerlerini etkilemez.

Özgü suçlar ile kastedilen, kişiye özel yüklenen sorumluluk nedeniyle ortaya çıkabilen suçlardır. Örneğin kamu görevlisi olması nedeniyle diğer kişilere göre daha ağır sorumluluk altında olan kişinin işlediği bazı suçlar, özgü suçlar olarak değerlendirilir. Burada özgü suç ile sorumluluk arasında bağlantı vardır. TCK 40/2 özgü suçlarda, sadece bu özel sorumluluk altında bulunan kişinin fail olabileceğini, bu suçların işlenişite iştirak eden diğer kişilerin azmettiren ya da yardım eden olabileceklerini belirlemektedir. Örneğin rüşvet suçunda kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan ancak bir kamu görevlisi olabilir. Dolayısıyla bu suç özgü suçtur ve faili ancak bir kamu görevlisi olabilir. Rüşvet alması yönünde kamu görevlisine telkinde bulunan ise azmettiren olabilir, fail olamaz.

TCK madde 40/3 ise suça iştirak edenin sorumluluğunun doğabilmesi için failin en azındanicra hareketlerine başlamış olmasının, yani suçun teşebbüs aşamasına ulaşmış olmasının zaruri olduğunu belirlemektedir. Kuralın aksinin geçerli olabilmesi için suç tipinde özel düzenleme bulunmalıdır.

TCK 40

Bağlılık kuralı
Madde 40- (1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir.

TCK 40 Emsal Yargıtay Kararları

“…5237 Sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nın 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında…” Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/9296 E. 2020/2399 K. 5.2.2020

“TCK’nun 40/2. maddesi delaletiyle TCK’nun 204. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleme” suçundan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; bu suçun sadece kamu görevlisi tarafından işlenebilen “özgü suç” olması nedeniyle aynı Kanun’un 40. maddesinin 2. fıkrası gereğince, bu suçun işlenişine iştirak eden diğer sanıkların azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği, bu nedenle sanıklar … ile sanık …’un, diğer sanık …’a isnat olunan suça iştirak edip etmedikleri, iştirak ettilerse hangi eylemlere ne şekilde iştirak ettikleri ( fiili birlikte gerçekleştiren, azmettiren veya yardım eden olup olmadığı ) tartışılıp belirlenmeden yazılı şekilde TCK’nın 204/2. maddesi gereğince cezalandırılmalarına hükmedilmesi…” Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/4821 E. 2019/12605 K. 21.11.2019

“Sanık …’nin TCK’nun 39. maddesi uyarınca sanık …’ın eylemine yardım eden sıfatıyla iştirak ettiğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de sanık …’ın mudilerden hazine bonosu almak vaadiyle elden aldığı paraları … Mühendislik firmasının hesaplarına aktararak şirketin dolaylı finansmanını sağlaması karşısında sanığın TCK’nun 40. maddesi uyarınca azmettiren sıfatıyla cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi…” Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/6238 E. 2019/37317 K. 7.11.2019

Yazar: Avukat Erdem Akçay

Konu Hakkında Yorum Yapabilirsiniz

Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "TCK madde 40 – Bağlılık Kuralı (Suça İştirakte)" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.