TMK 32 – Gaiplik Kararına İlişkin Genel Düzenleme (Gaiplik Nedir?)

Türk Medeni Kanunu madde 32, kişiliğin sonuna sebep olacak gaiplik ile ilgili genel düzenlemeye yer vermektedir. Yazıda ise TMK madde 32 unsurları, madde gerekçesi ve konu ile ilgili Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.

TMK 32 – Gaiplik Kararına İlişkin Genel Düzenleme (Gaiplik Nedir?)

Gaiplik Nedir?

Türk Medeni Kanunu madde 32, gaiplik kararı ile ilgili genel düzenlemeye yer vermektedir. Özellikle miras ve aile hukuku için büyük önem arz eden gaiplik, ölüm gibi, kişiliğin son bulması neticesini doğuran hallerden biridir. Gaibin ölümüne bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. Yani gaibin öldüğü tespit edilmemekte ancak sanki ölmüş gibi ölümüne bağlı hakların kullanımına izin verilmektedir. TMK 32, gaiplik kararı verilmesinin şartlarını düzenlemektedir. Buna göre bir kimsenin gaipliğine karar verebilmek için:

  • Kişi ölüm tehlikesi içinde kaybolmalı veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamıyor olmalıdır.
  • Kişinin ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunmalıdır.
  • Gaiplik kararı verilecek kişinin ölümüne bağlı hakka sahip olan bir kişi tarafından talepte bulunulmalıdır.
  • Süreler TMK 33’ün konusudur.

Maddedeki ölüm tehlikesi içinde kaybolmak ile kastedilen, olayı yaşayan kişinin ölme ihtimalinin yüksek olduğu bir vak’ada kişinin kaybolmasıdır. Dikkat edilirse TMK 31’de de benzer bir durum mevcuttur. Ancak TMK 31 çok daha kesin bir ölüm tehlikesinden bahsetmektedir. TMK 32 ise ölüm tehlikesinden. Örneğin 180 yolcusu bulunan uçağın düşmesi sonucu 179 kişinin cesedine ulaşılmışsa, diğer 1 kişi için uygulanacak hüküm TMK 31 iken, 90 kişinin kazadan kurtulması halinde artık gaiplik söz konusu olabilecektir. Şüphesiz hakim, olayın tüm özelliklerini değerlendirecek ve buna göre sonuca varacaktır. Örneğin -20 derece soğukta kaybolan bir dağcının durumu ile aynı şartlarda kaybolan hastanın durumu aynı olmayacaktır.

Kişiden uzun zamandan beri haber alınamaması da hakkında gaiplik kararı verilmesi sonucunu doğurabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, sadece haber alınamamasının yeterli olmadığıdır. Normal şartlarda kendisinden haber alınabildiği halde kişinin yaşamadığına kanaat getirilmesine sebep olacak bir durumun mevcut olması gerekliliğidir. Örneğin yurt dışına çalışmaya gittiği bilinen kişiden uzun süre haber alınamaması tek başına yeterli değildir. Ya da haberin o kişiden alınması da mebcuri değildir. Yine aynı kişinin bir arkadaşından yaşadığına dair haber alınması, kişinin banka hesabından para çekilmesi, vs gibi durumlarda da gaiplik kararı verilemez. Örneğin asayişin olmadığı bir ülkede çalışan işçiden alınan haberlerin aniden kesilmesi, araştırmalara rağmen kendisine ulaşılamaması, çalıştığı firmaya uğramaması, yaşadığı yerde bulunamaması gibi bir durumun mevcudiyeti halinde kişi hakkında gaiplik kararı verilebilecektir.

TMK madde 32, kişinin ölümüne bağlı bir hakka sahip olan kişinin talep etmesini zaruri kılmaktadır. Dolayısıyla mahkeme re’sen bir kişi hakkında tahkikat yaparak gaiplik kararı veremeyecektir. Talep edebilecek kişilerden ilk akla gelenler, hakkında gaiplik kararı verilecek kişinin eşi veya mirasçılarıdır.

TMK 32

III. Gaiplik kararı

1. Genel olarak

Madde 32 – Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.

Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.

TMK 32 Gerekçesi

Yürürlükteki Kanunun 31 inci maddesini karşılamaktadır.

Maddenin birinci fıkrasında “haklan ölüme muallâk kimselerin talebi” yerine “haklan bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine” ifadesi kullanılmış ve fıkra böylece daha an bir Türkçeyle kaleme alınmıştır.

Yürürlükteki maddenin ikinci fıkrasında yetkili mahkemenin belirlenmesinde son çare olarak “pederinin mukayyet olduğu mahallin hâkimi” öngörülmüştür. Kadın-erkek arasındaki eşitliği zedeleyen hükümlerin Medenî Kanunumuzdan tasfiyesi amacıyla bu hüküm “anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesi” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik sayesinde özellikle evlilik dışı doğan ve anasının nüfusuna kayıtlı olan çocuklar: ile -babası belli olmayan anasının, nüfusuna kayıtlı çocukların gaipliğine karar verilmesinde yetkili mahkemenin ananın kayıtlı bulunduğu yer mahkemesi olduğu açıklanmış olmaktadır.

TMK 31 Emsal Yargıtay Kararları

“… davanın TMK.’nun 32. v.d. maddelerinden kaynaklanan salt gaiplik istemine yönelik olduğu gözetildiğinde, HMK.’nun 382/2-a-4. ve 383. maddeleri uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerekeceği açıktır.”Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/15818 E., 2012/14215 K., 30.11.2012

“… davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde olayda HMK’nun 382 ve 383 maddelerinin uygulama yeri de bulunmamaktadır. Zira dava mal varlığına yönelik olup, bu hali ile HMK’nun 2. maddesi kapsamında olduğunun kabulü zorunludur. Anılan madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır.” Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/12630 E., 2012/10410 K., 1.10.2012

“Davacının eşinden uzun zamandan beri haber alınamamakta ise de ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığı kanıtlanamamıştır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken …” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2004/16839 E., 2005/2334 K., 21.2.2005

Yazar: Avukat Erdem Akçay