Vasiyetname, yasal şartlara uymak suretiyle oluşturulmuş, mirasbırakanın istek ve arzuları ile mirasının paylaşımına ilişkin esaslarını hür iradesi ile ortaya koyduğu yazılı belge ya da sözlü beyanlarıdır. Buna göre vasiyetin sözlü ya da yazılı olabildiği, mirasbırakanın iradesinin yansıması olduğu ve yasal şartlara uyularak oluşturulmasının mecburi olduğu, mirasın nasıl paylaşılacağına ya da isteklere yer verilebilen nitelikte olduğu söylenebilir.
Vasiyetname, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Dolayısıyla yasal temsilci ya da vekil aracılığı ile vasiyetname yapılamaz. Bununla birlikte yasa, vasiyet yapmak için kişinin iki niteliğe sahip olmasını zaruri görmüştür. Türk Medeni Kanunu md. 502’ye göre bunlar:
Vasiyet yapabilmek için vasiyet yapacak kişinin ayırt etme gücüne sahip olması gereklidir. Ayırt etme gücü TMK md. 13’de tanımlanmıştır:
Madde 13-Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.
Buna göre kişi akla uygun biçimde davranma yeteneğine sahipse, ayırt etme gücüne sahip sayılacaktır. Vasiyet yapacak kişinin de akla uyun biçimde davranma yeteneğine sahip olması gerekecektir.
Vasiyet yapabilmek için yasa koyucu, yaş sınırı getirmiştir. Buna göre vasiyet yapabilmek için 15 yaşının doldurulmuş olması şarttır. Yaş hesabı yaparken, bugünden doğum gününe ilişkin tarihin çıkartılması gerekir. Aradaki fark en az 15 yıl ise kişi 15 yaşını doldurmuş sayılır.
Sıklıkla karşılaşılan sorulardan birisi, vasiyetname yapıldığı anda çok yaşlı olan birisinin vasiyetinin geçersiz sayılıp sayılmayacağıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere ayırt etme gücüne sahip ve 15 yaşını doldurmuş kişi vasiyet yapabilir. Yaşlı denildiğine göre 15 yaş doldurulmuştur. Ayırt etme gücüne sahip olmanın ise yaş ile ilgisi bulunmamaktadır. Yaşlılık tek başına ayırt etme gücünde zayıflığa delil teşkil etmez. Bunun aksi ayrımcılık olarak adlandırılır ki, hukukta yeri yoktur. Dolayısıyla sırf yaşlı olduğu için kişinin yaptığı vasiyetnamenin geçersiz olduğu ileri sürülemez.
Türk Medeni Kanunu 3 şekilde vasiyet hazırlanabileceğine hükmetmiştir. Bunlar, resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyettir. Miras hukukumuzda yer alan miras şekilleri:
Vasiyet şekillerinden ilki olan resmi vasiyetname, yasa uyarınca resmi senettir. Buna göre resmi vasiyetname, içeriğinin doğruluğu hususunda kanıt oluşturur. Şüphesiz bunların doğru olmadığının ispatı mümkün olabilir.
Diğerleri gibi resmi vasiyetname yapacak kişinin de yukarıda belirtildiği gibi ayırt etme gücüne sahip olması ve 15 yaşını doldurmuş olması gereklidir.
Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesi 2 tanığın huzurunda, sulh hakimi, noter veya yasa tarafından yetkilendirilmiş görevli(konsolos, vb) tarafından düzenlenebilir. Usul şartları kesindir. Bunlardan herhangi birisi yoksa, vasiyetname geçersizdir.
Eğer kişinin fiil ehliyeti yoksa, kişi kamu hizmetinden mahkeme kararı nedeniyle yasaklıysa, okur yazar değilse, mirasbırakanın eşi, üstsoy veya altsoy kan hısımıysa, kardeşi ve bu kişilerin eşi ise resmi vasiyetname yapılmasında memur ya da tanık olamaz.
Resmi vasiyetnamenin yapılmasına katılan memur ya da tanıklara, onların üstsoy ya da altsoy kan husumlarına, kardeşlerine ve eşlerine vasiyetname ile kazandırmada bulunamaz. Dolayısıyla örneğin tanık eğer okur yazar değilse, vasiyetname geçersiz olacaktır.
Düzenlenen vasiyetnamenin aslı, düzenlemeye katılan memur tarafından saklanır.
Hayır. Yasa kesin bir şekilde vasiyetnamenin imzalanmasından bahsetmiştir. Parmak izi imza olarak kabul edilemez. Dolayısıyla parmak izi ile oluşturulmuş bir resmi vasiyetname geçersizdir.
Resmi vasiyetnamede şekil kuralları, vasiyetnamenin geçerliliğinde kesin olarak önemlidir. Şekil şartlarına uymayan düzenleme resmi vasiyetname olarak geçerlilik elde edemez. Kullanılan sözler, düzenlemedeki ifadeler, vb mutlaka yasa metnine uyumlu olmalıdır.
El yazılı vasiyetname, resmi vasiyetnameye nazaran düzenlenmesi daha kolay bir vasiyetname türüdür. El yazılı vasiyetname düzenlenebilmesi için de yine şartlara kesin olarak uyulması zaruridir. Bu şartlar:
Hayır. Görme engelliler, okuma yazma bilmeyenler, imza atamayanlar el yazılı vasiyetname düzenleyemezler. Resmi vasiyetname düzenlemeleri gerekir.
Dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de, mirasbırakanın vasiyetname yapma isteğinin belirgin olmasıdır. Örneğin not almak ya da bir taslak oluşturmak amacıyla yazılmış bir vasiyetnamede imzanın bulunması bile onu el yazılı vasiyetname haline getirmez. Mirasbırakanın iradesi, el yazılı vasiyetname düzenlemek olmalıdır.
Mirasbırakan tarafından düzenlenen el yazılı vasiyetname daha sonra açık ya da kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.
Görüldüğü gibi el yazılı vasiyetnamenin içeriğini, isteği halinde sadece mirasbırakan bilebilir. Noter ya da sulh hakimi dahil hiçkimse, kapalı olarak verildiği takdirde vasiyetnamenin içeriğini göremez.
Evet. Yasada buna engel bir durum yoktur. Ancak el yazısı ile oluşturulma, tarih ve imza unsurlarının bulunması mecburidir.
Hayır. Başlangıç ve bitiş tarihleri koyulmak suretiyle farklı günlerde metin oluşturulabilir.
Yasa bu türdeki vasiyetnamenin saklanabileceği yerleri kesin olarak saymamıştır. Dolayısıyla noter, hakim ya da yetkili memura bırakılabileceği gibi istenen bir yerde de vasiyetname saklanabilir.
El yazılı vasiyetnamedeki tarih şartı bu sorunu gidermektedir. Sonradan yazılan vasiyet, öncekini geçersiz kılar.
Resmi vasiyetname ücreti, noterde düzenlendiği takdirde ilgili tarifeye göre belirlenecektir. Ancak el yazılı vasiyetnamenin noterde saklanmaması halinde ücret ödemek de gerekmeyecektir. Dolayısıyla daha ucuz bir yoldur.
Diğer iki türdeki vasiyetname dilendiği an yapılabilirken sözlü vasiyetname her zaman yapılamaz. Bu sınırı kanun şu şekilde belirlemiştir:
TMK md. 539/1:
Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.
Görüleceği üzere sözlü vasiyet yapabilmek için yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumların mevcudiyeti sebebiyle resmi ya da el yazılı vasiyetname yapamıyor olmak gerekir. Örneğin uçak düşerken, gemi batarken, ıssız adada, ölmek üzereyken, vb sözlü vasiyet yapılabilecektir.
Sözlü Vasiyet Nasıl Gerçekleştirilecektir?
Yukarıda belirtilen durumdaki mirasbırakan son arzularını, yani vasiyetini iki tanığa açıkça anlatır ve onlardan bu anlatımlarına uygun bir vasiyetname yazmalarını ya da yazdırmalarını ister. Tanıkların okur yazar olması mecburi değildir ancak remsi vasiyetnamedeki tanıklara ilişkin kurallar burada da geçerlidir.
Görevlendirilen tanıklardan biri, mirasbırakanın beyanlarını, yer, yıl, ay ve gün belirterek hemen yazar ve imzalar. Diğer tanık da oluşturulan belgeyi imzalar. Daha sonra 2 tanık oluşturulan bu belgeyi sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanın sözlü beyanlarda bulunduğu sırada vasiyetname yapmaya ehil olduğunu ve olağanüstü durumun varlığı belirterek dile getirirler.
Tanıklar vasiyete ilişkin belgeyi yazmak yerine vakit geçirmeksizin durumu mahkemeye bizzat anlatıp tutanağa geçirtebilirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, işlemin vakit geçirmeksizin, makul sürede yapılmasıdır. Eğer tanıklar okuma yazma bilmiyorlarsa seçmeleri gereken yöntem, mahkemeye başvurmak olacaktır.
Şüphesiz ki hayır. Hastalığın, resmi veya el yazılı vasiyetname yapmaya olanak tanımaması gereklidir.
Açıklandığı üzere sözlü vasiyet ancak olağanüstü durumlarda düzenlenebilmektedir. Bu durum ortadan kalktıktan sonra mirasbırakan, remsi ya da el yazılı vasiyetname yaparak sözlü vasiyetini hükümsüz bırakması en doğru işlemdir. Yasa da bunu değerlendirerek, resmi ya da el yazılı vasiyetname yapma olanağının doğması halinde mirasbırakana 1 ay süre vermektedir. 1 ayın geçmesi halinde artık sözlü vasiyet geçersiz hale gelecektir. Dikkat edilirse mirasbırakan diğer şekillerde bir vasiyet yapmak zorunda değildir. Yapmazsa sözlü vasiyet süresinden sonra geçersiz hale gelir.
Yukarıda açıklandığı üzere sözlü vasiyetname, sözlü vasiyetname yapma zorunluluğunu ortaya çıkan sebeplerin ortadan kalkmasından 1 ay sonra kendiliğinden geçersiz hale gelmektedir. Ancak resmi ya da el yazılı vasiyetnamede bu türde bir zamanaşımı söz konusu değildir. Yeni bir vasiyetname ile önceki hususlar tekrar düzenlenmedikçe, vasiyet ile belirlenen hükümler geçerliliğini koruyacaktır. Yeni bir vasiyetname yapmak yerine mevcut el yazılı vasiyetnamede iptali istenen yerlerin üstüne çizmek de çizilen kısımları hükümsüz kılar. Dolayısıyla vasiyetnamenin 1 yıl, 5 yıl geçince geçersiz olacağına yönelik ifadeler doğru değildir.
Resmi, el yazılı ya da sözlü vasiyetname avukat tutmak, işlemleri avukatla takip etmek zorunlu değildir. Şüphesiz avukatınız tanık olarak vasiyetin düzenlenmesine katılabilir ya da sözlü vasiyetteki işlemleri tanık sıfatıyla yapabilir. Mecburi olmamakla birlikte bir avukatın hukuki yardımı ile vasiyetnamenin yapılması ileride çıkacak sorunlara ilişkin tedbir alma hususunda önemlidir. Vefattan sonra hatalı düzenlenmiş bir vasiyetnameyi düzeltmek mümkün değildir. Ya da hukuka aykırı şekilde düzenlenmiş bir vasiyetnameye sonradan geçerlilik kazandırmak da mümkün değildir. Dolayısıyla mirasbırakan, iradesine ve isteklerine uygun şekilde, hukuki şartlara uygun şekilde vasiyetnamesini hazırlamalıdır ki vefatından sonra da vasiyeti uygulanabilir olsun. Aksi halde hiç istemediği şekilde mirası paylaşılabilir.