Genel Sebeple Boşanma Davasında Hakaretin İçeriği ile Zamanının İspatı

Genel boşanma sebebiyle açılan davalarda sıklıkla karşılaşılan hakaret iddiasında, hakaret olduğu değerlendirilen sözün ya da eylemin içeriğinin ve vakanın zamanının açık bir şekilde ortaya konması gereklidir. Aksi halde soyut bir iddianın ötesine geçmeyen bu iddia nedeniyle karşı yana kusur yüklenemeyecektir.

Genel Sebeple Boşanma Davasında Hakaretin İçeriği ile Zamanının İspatı

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması dayanağı ile açılan boşanma davalarında en sık ileri sürülen boşanma nedeni, davalının davacıya hakaret etmesidir. Hakaret gibi sözden ibaret eylemleri ileri süren taraf, diğer iddialarda olduğu gibi bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Göstereceği delillerle kendisine hakaret edildiğini açık bir şekilde ispat etmeyen tarafı iddiası kabul edilmeyecek, başka bir iddia yoksa, bu nedenle davası reddedilecektir.

Hakarete yönelik kusur isnatlarında dikkat edilmesi gereken husus, hakaret olarak değerlendiren sözün içeriği ve zamanının net olarak ortaya konmasıdır. Sözün içeriği açıkça ortaya konmalıdır çünkü sözün hakaret olup olmadığını değerlendirecek olan hakimdir. Hakaret, Türk Ceza Kanunu madde 125’te hayat bulmaktadır. Maddeye göre hakaretin oluşabilmesi için şeref ve saygınlığı rencide edecek nitelikte somut bir fiil veya olgunun isnat edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırıda bulunulması gereklidir. Bu unsurları içermeyen bir sözün ya da davranışın hakaret olarak değerlendirilmesi söz konusu olmayacaktır. “Hiç iyi yemek yapamıyorsun” sözü de bir eş için oldukça kırıcıdır. Ancak bu söz hakaretin unsurlarını taşımadığı için hakaret olarak adlandırılamayacaktır. Şüphesiz kırıcı davranış ve sözler de ağırlıklarına göre boşanma sebebi olarak gündeme getirilebilir. Ancak hakaret olarak değerlendirilemezler.

Hakaretiç içeriği gibi edilme zamanı da önemlidir. Zira bu, fiilin somutlaşmasını sağlayacaktır. Soyut, zamanı belli olmayan vakalara dayanarak kusur iddiasında bulunmak davanın talep edilen gibi bitirilmesini sağlayacak nitelikte değildir. Örneğin davalı eşin davacıya yönelttiği ifadenin içeriğinin hakaret olduğunu varsayalım. Ancak bu söz boşanma davasının açılış tarihinden 7 yıl önce söylenmişse ne olacaktır? Ya da 5 gün önce gerçekleşen bu söz üzerine dava açılmış ise ne olacaktır? Şüphesiz ilk durumda çk uzun bir zaman geçmesi nedeniyle affetme gündeme gelecekken, ikinci olasılıkta davanın kabul edilmesinin beklenmesi doğal olandır. Tabii, hakaretin doğuş sebebi, sayısı, vb de önemlidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de 2020/820 E., 2020/1538 K., 25.2.2020 tarihli kararında hakaret vakıasının ne zaman söylendiğinin ve içeriğinin belli olmaması halinde, bunun bir kusur olarak karşı yana yüklenemeyeceğine hükmetmiştir. Kararında daire,

Somut olayda mahkemece davalı-karşı davacı kadına yüklenen hakaret vakıasının ne zaman söylendiği ve içeriğinin belli olmadığı, bu hali ile davalı-karşı davacı kadına hakaret vakıasının kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadının ise kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Zira dinlenen davacı-karşı davalı erkeğin tanıklarının sözleri, maddi hadiselere dayanmayıp, soyut ve genel niteliktedir.

demektedir.

Kaynakça:

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de 2020/820 E., 2020/1538 K., 25.2.2020 tarihli kararı
Kategori: Aile Hukuku
Yazar: Avukat Erdem Akçay