TCK 23, netice sebebiyle ağırlaşmış suç kavramını düzenlemektedir. Kanunda yer alan bazı suçlar için geçerli olan kuruma göre fail kasten bir fiil gerçekleştirmekte ancak en azından taksirli davranışı nedeniyle daha ağır bir neticeye sebep olmaktadır. Yazıda TCK 23 metni, açıklaması ve emsal Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.
TCK 23, suçun manevi unsurlarından olan netice sebebiyle ağırlaşmış suçu düzenlemektedir. Türk Ceza Kanunu madde 23, tek fiille birden fazla haksızlığın ortaya çıkması hallerinden bazıları için özel kural getirmektedir. Bazıları için demek gereklidir çünkü ceza kanunu, tüm olaylar için değil, kısıtlı sayıdaki durumlar için netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükmünün uygulanacağını belirlemektedir. TCK 87/4, 97/2, 99/3 ve 102/6 maddelerinde kendini gösteren bu manevi unsur, cezayı artıran ya da azaltan bir düzenleme gibi düşünülmemelidir.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suçtan söz edebilmek için öncelikle ilgili suç için buna özgü bir düzenlemenin varlığı şarttır. Eğer yoksa kasttan ya da taksirden söz edilebilir. Eğer suça ilişkin olarak “netice sebebiyle ağırlaşmış suç” düzenlemesi varsa, artık olay TCK 23 baz alınarak değerlendirilmek zorundadır. Cezanın miktarı önemsizdir.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suçun varlığı için failin fiilinin mutlaka kast ile gerçekleştirilmesi gereklidir. Örneğin TCK 87/4’de yer bulan kasten yaralamanın sonucunda ölümün meydana gelmesi halinin netice sebebiyle ağırlaşmış suç olarak değerlendirilebilmesi için, yaralama fiilinin kasten ortaya çıkması gereklidir. Eğer yaralama taksirle ortaya çıkmışsa, artık TCK 23 gündeme gelemeyecektir.
TCK madde 23’in kullanılması için bir diğer şart ise, ortaya çıkan zararın, kastedilenden daha ağır olması gerekliliğidir. Örneğin TCK 97/2’de terk edilen hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, ancak o zaman TCK 23 gündeme gelmektedir. Burada terk kasten işlenen fiil iken, ortaya çıkan hastalığa yakalanma ya da diğerleri, terk edilmeden daha ağır sonuçlardır.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suçun oluşmasının bir diğer koşulu, kasten işlenen fiil ile ağır sonuç arasında nedensellik bağının bulunmasının zaruri olmasıdır. Örneğin kasten yaralama sonucunda mağdurun ölmesi halinde netice sebebiyle ağırlaşmış suçtan söz edebilmek için, yaralama fiiliyle ölüm arasında doğrudan nedensellik bağı bulunmalıdır. Tokat atılan kişinin 2 saat sonra kalp krizi geçirip ölmesinde TCK 23’ün uygulanabilmesi için, atılan tokat ile ölüm arasında doğrudan ilişki bulunduğu ispat edilmelidir.
TCK madde 23 için bir diğer unsur ise taksirdir. Fail, netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olmalıdır. Kasten yaralama sonucunda ölümün gerçekleşmesi olayı için örneğin fail yaralama fiilini kasten işlerken, bu eylemin sonucunda ölümün gerçekleşebileceğini öngörmemiş olabilir(en azından). Ama olayda ölüm aslında öngörülebilir bir sonuçtur. Fail dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirseydi, ölüm gerçekleşmeyecekti ise taksirden söz edebiliriz ve TCK 23 gündeme gelir.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suçun gündeme geldiği olaylarda ağır sonuç için failin kastının bulunması halinde ne olacaktır? Örneğin fail, kişiyi kayalık bir yerde itmiş ve sonucunda ölüm meydana gelmiştir. Fail kayalık yere düşen kişinin ölebileceğini öngörmese de ölüm gerçekleşmişse, ölüm ile ilgili kısımda taksir vardır ve TCK 23 uygulanır. Ama fail kişiyi öldürme kastıyla kayalık alanda itmişse artık netice sebebiyle ağırlaşmış suçtan söz edemeyiz. Artık kasten öldürme söz konusudur.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç
Madde 23- (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.
“Olay günü sanığın kasten darp ettiği katılanı, TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yaralaması sonucunda gerçekleşen ağır ve başka netice (myokard infarktüsü/kalp krizi sonucu yaşamın tehlikeye girmesi ) bakımından kasten hareket ettiğinden söz etmenin mümkün bulunmadığı, ancak müştekinin yaşı da gözetildiğinde kalp krizi geçirebileceğinin objektif olarak öngörebildiği halde, sanığın dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak kasten vurması sonucu, buna bağlı ve buna özgü olarak beklenen tehlikenin değil ve fakat daha farklı, daha ağır ve daha başka bir sonuç doğuran olayla ilgili en azından taksirle hareket ettiği kabul edilerek, katılandaki kalp rahatsızlığının sanık tarafından önceden bilindiği de savunmalarından anlaşılmasına göre, TCK’nin 23/1. maddesi yollamasıyla bilinçli taksirle yaralamadan TCK’nin 89/1-2, 22/3. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken…” Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/16999 E., 2020/783 K., 14.1.2020
“…olay günü katılan sanıklar M. ve İ.’in aralarında çıkan kavgada karşılıklı birbirlerine vurdukları sırada, katılan sanık …’in diğer katılan …’in bacağına tekme ile vurduğu, alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre katılan sanık …’de bu tekme neticesinde emboli oluşması nedeniyle hayati tehlike oluştuğu dikkate alındığında, yerel mahkemece katılan sanık …’in amacının hayati tehlike oluşturmak olmadığı, neticesi sebebiyle ağırlaşmış bir suçun oluştuğu gerekçesiyle TCK’nın 23. maddesi gözetilerek katılan sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan hüküm kurulmuş ise de, söz konusu eylemin TCK’nın 87/1-d. maddesinde düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında yazılı şekilde TCK’nın 23. maddesi yollaması ile 89/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet hükmü kurulması…” Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/8013 E., 2020/441 K., 14.1.2020
“Suça sürüklenen çocuk ile mağdure arasındaki yaş farkının azlığı, suça sürüklenen çocuğun içinde bulunduğu sosyal ortam, eğitim düzeyi ve kişisel özellikleri gözetildiğinde cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı hal olmaksızın basit cinsel istismarda bulunması sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulacağını öngöremeyeceği ve TCK’nın 23. maddesi gereğince ortaya çıkan bu ağır neticede taksir derecesinde dahi kusurunun bulunmaması sebebiyle cezasında TCK’nın 103/6. maddesiyle artırım yapılamayıp, bu hususun temel cezanın belirlenmesinde nazara alınacağı gözetilmeden, yazılı şekilde anılan maddenin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini…” Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/5732 E., 2019/12473 K., 14.11.2019