Boşanma Sonrası Çocukla Görüşmeye İlişkin Düzenlemeler

Boşanmanın önemli sonuçlarından birisi, müşterek çocuğun velayetinin anne ya da babaya bırakılmasıdır. Çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eş yani anne ya da baba ile çocuk hangi sıklıkla görüşecektir? Bu kişisel ilişki süresi nasıl belirlenecektir? Anlaşmalı boşanmada görüşme sıklığı eşler tarafından belirlenebilir mi?

Boşanma Sonrası Çocukla Görüşmeye İlişkin Düzenlemeler

Ana ve baba, evlilik devam ettiği sürece çocuk üzerindeki velayet hakkını beraber kullanırlar. Ana veya babadan velayetin alınabilmesi için yasal bir gerekçe bulunmalıdır. Evlenme ile kurulmuş ortak hayata son verilmişse ya da ayrılık halinin bulunması durumunda hakim, çocuğun velayetini ana ya da babaya verebilir. Çocuğun ana ve babası evli değilse, velayet hakkı anadadır.

Ana ya da babanın çocuğun velayetini kaybetmesine sebep olaylardan birisi, ana ve babanın boşanmasıdır. Bu durumda, her ne kadar ortak velayet mümkün olsa da, hem boşanma davası sürecinde geçici velayet hem de boşanma kararı ile birlikte velayet hakkı eşlerden birine bırakılacaktır.

Boşanma davası devam ederken ya da davaya ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eş(ana ya da baba), çocukla ne sıklıkla, hangi şartlarda görüşebilecektir?

Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulması

Çocuğun sağlıklı gelişimi için alınacak tedbirlerden en önemlisi, velayetinin kime bırakılacağıdır. Bu konuya ilişkin ayrıntılı bilgiye başka bir yazıda yer verileceği için, konu burada detaylandırılmayacaktır. Boşanma davası devam ederken verilen geçici velayet kararı veya davanın neticesinde hükmedilen velayet kararı ile birlikte, velayetin kendisine bırakılmadığı eş ile çocuk arasındaki kişisel ilişki şartları da belirlenmelidir(TMK 182/1, 323). Aynı durum, çocuğun annesi ile evli olmayan eş için de söz konusudur.

Boşanma davalarında çocuğun velayeti, çocuğun sağlıklı gelişimine engel teşkil edecek durum yoksa anneye bırakılmaktadır(Annenin velayeti talep etmesi halinde). Şüphesiz, durumu değerlendirebilen çocuğa, velayetinin kime bırakılmasını istediği de sorulmalıdır. Çocuğun velayetini alamayan baba bu durumda çocukla ne sıklıkla görüşecektir? Yazının bu kısmından sonra, uygulamaya uygun olarak çocukla babası arasındaki görüşme değerlendirilecektir. Velayetin babaya bırakıldığı durumlarda da anne ile çocuğun kişisel ilişki kurma düzeni benzerdir.

Velayet gibi önemli bir husus olan ve çocuğun özellikle psikolojik gelişimini etkileyen, babanın çocuğu görmesi için yapılacak düzenlemede mümkün olduğu ölçüde geniş değerlendirme yapılmalıdır. Aksi halde çocukla babası arasında mesafe artabilecek ve görüşmemek alışkanlık haline gelebilecektir. Psikoloji biliminin konusuna dahil olması nedeniyle detaylandırmamız doğru olmasa da, çocukların büyürken kendilerine rol model olarak en yakınında olan anne babasını aldığı bir gerçektir. Anne ya da babasını görmeyen, onlarla yakınlaşamayan, onların ilgisinden, şefkatinden mahrum kalan ve onları model alamayan çocuğun gelişiminin sağlıklı olma ihtimali, anne ve babası ile sıklıkla görüşen çocuğa göre düşük olabilecektir. Bu riskin ortadan kaldırılabilmesi için, velayeti kendisine bırakılmayan eşin çocukla görüşmesi, onunla kişisel ilişki kurması için belirlenecek süreler mümkün olduğunda geniş tutulmalıdır.

Uygulamadaki Durum – Görüşme Süresi

Uygulamada velayeti kendisine verilmeyen baba ile çocuk arasında kişisel ilişki süreleri belirlenirken, çocuğun yaşı, babanın yaşadığı evin olanakları, boşanma nedeninin çocuğun da taraf olduğu bir davranışa ilişkin olup olmadığı, vb değerlendirilmektedir. Çoğunlukla aile mahkemeleri, ayda 2 gün(hafta sonuna denk gelen 2 gün), okul yarı yıl tatillerinin bir haftası, dini bayramlarda birer gün ve çocuğun yaşı mümkün kılıyorsa yaz aylarında 15 ya da 30 gün çocukla babası arasında görüşmeye yönelik kişisel ilişki kararı vermektedir. Bu süreler hakimin kanaatiyle oluşan sürelerdir.

Anlaşmalı Boşanmada Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına Yönelik Karar

Anlaşmalı boşanma davası, boşanma ve boşanmanın fer’ileri hususlarında taraf eşlerin mutabakata varabildikleri bir dava türüdür. Çocuğun velayetinin hangi eşe bırakılacağı konusunda olduğu gibi velayeti almayan eşin çocukla hangi sıklıkta görüşeceği hususunda da taraflar anlaşmaya varabilmektedir. Çekişmeli boşanma davasında kararı tamamen hakim verirken anlaşmalı boşanma davası, eşlerin kendi kararlarını alabilmelerine olanak sağlamaktadır. Şüphesiz hakim varılan bu anlaşma şartlarında, çocuğun sağlığı ve gelişimine engel bir durumun oluşabilecek olması ya da  velayet hakkının aşırı zedelenmesi halinde anlaşmaya müdahale edebilecektir(TMK 166/3). Eşlerin, hakimin yaptığı değişikliği kabul etmemeleri halinde anlaşmalı boşanma söz konusu olmayacaktır.

Anlaşmalı boşanma davasında çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan anne ya da baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki süresi geniş tutulabilir. Bu konuda tarafların anlaşmaları gereklidir. Örneğin velayeti almayan baba ile çocuk her hafta sonu 1 gün, hafta içi 1 gün, yaz tatilinde 1 ay, bayramlarda 2 gün, yarı yıl tatilinde bir hafta, babalar gününde, hafta sonu yatılı kalarak, vb çocukla görüşebilir.

Çocukla kişisel ilişki kuracak eşin çocukla daha sık görüşmesinin sağlanması açısından anlaşmalı boşanma daha iyi bir yoldur. Ancak çekişmeli boşanmada da taraflar, bu hususta anlaştıklarını beyan ederek taleplerinin ayrıntısını mahkemeye sunabilirler. Mahkeme bu talebi değerlendirecektir. Bu anlaşma ileride ortaya çıkabilecek çocukla kişisel ilişki kurulması davası hakkında bir feragat anlamına gelmez. Durumun değiştiği her an yeni bir dava ile belirlenen süreler ve düzenlemeler değiştirilebilir.

Dede, Anneanne, Babaanne, Teyze, Dayı, vs’nin Çocukla Görüşmesi

Çocukla kişisel ilişki kurması, onunla görüşmesi gerekenler anne baba ile sınırlı değildir. Üçüncü kişilerin de çocukla görüşme hakları mevcuttur. Özellikle çocuğun dedesi, anneannesi, babaannesi, dayısı, teyzesi, amcası, halası, vs de çocukla görüşmek isteyebilir. Bu durumda ne olacaktır?

Türk Medeni Kanunu madde 325/1 bu hususu düzenleyerek, üçüncü kişilerin çocukla kişisel ilişki kurmasına olanak tanımıştır. Maddeye göre:

Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir.

Durumun Değişmesi

Çocukla, velayeti kendisine bırakılmayan eş arasındaki kişisel ilişkiyi belirleyen hüküm, zamanla duruma uygunluğunu kaybedebilir. Bu halde taraflar her zaman yeni bir dava ile aile mahkemesinden, kişisel ilişkinin şartlarının değiştirilmesini talep edebilirler. Bu sayede yaşının küçüklüğü nedeniyle çocuğuyla az görüşebilen baba, çocuğun yaşının büyümesi nedeniyle açacağı dava sayesinde çocuğunu daha fazla görme hakkına kavuşabilecektir.

Kategori: Aile Hukuku
Yazar: Avukat Erdem Akçay