TCK 26 – Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası

TCK 26, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızasını düzenlemektedir. Ceza sorumluluğunu kaldıran bu kurumların şartları ve emsal Yargıtay kararlarına yazıda yer verilmiştir.

TCK 26 – Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası

TCK 26/1 Hakkın Kullanılması

Türk Ceza Kanunu madde 26/1, hakkını kullanan kimseye ceza verilemeyeceğini belirlemiştir.  Dolayısıyla bir hakkın kullanılması sırasında diğer kişilerin hakları zarar görse de kanun, hakkın kullanılmasının korunmasına öncelik tanımıştır. Eylemi hukuka uygun hale getiren hakkın kullanılması kendini çeşitli konularda gösterebilmektedir. Örneğin, terbiye hakkını kullanan ebeveyn, savunma dokunulmazlığı kapsamında hareket eden avukat, spor faaliyeti içerisinde davranan sporcu, mesleğinin ya da sanatın gereğini yerine getiren çalışan ya da sanatçı, haber veren basın mensubu, vb bu fiilleri sırasında başkalarına zarar verseler bile, hukukun kendilerine tanıdığı hakkı kullanmaları münasebetiyle cezalandırılmazlar.

Hakkın Kullanılmasının Şartları

  • Hukuken korunan bir hak bulunmalıdır.
  • Hakkın kullanılabilmesi için bir mercie başvurmak gerekmemelidir. Hak doğrudan kullanılmalıdır. Örneğin haciz için mercie başvuru gereklidir.
  • Sınır aşılmamalıdır. Zira fiilin, hakkın sağladığı faydayı aşması halinde artık hakkın kullanılmasından bahsetmek mümkün olmayacaktır.

TCK 26/2 İlgilinin Rızası

Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerden olan ilgilinin rızası, TCK 26/2’de düzenlenmiştir. Buna göre hakkın sahibinden alınmış rıza dayanağıyla işlenen fiilden dolayı, fiili gerçekleştiren cezalandırılmaz.

İlgilinin Rızasının Koşulları

İlgilinin rızasının ceza sorumluluğunu ortadan kaldırması için şu şartların mevcut olması gereklidir:

  • Rıza gösteren, gösterdiği rızanın sonuçlarını algılayabilecek yeteneğe sahip olmalıdır. Fiziksel ya da psikolojik durum veya yaş gibi nedenlerle bu yeteneğe sahip olmayan ya da olmadığı hukuken kabul edilenlerin rızaları, fiili işleyenin ceza sorumluluğunu kaldırmaz. Örneğin TCK 103/1-a’ya göre 15 yaşını doldurmamış çocuğun cinsel istismarında çocuğun rızasından söz edilemeyecektir.
  • Rıza gösterilen hak, kişinin mutlak surette tasarruf edebileceği bir hak olmalıdır. Örneğin hukuk sistemimizde ötanazi kabul edilmediği için, yaşam hakkından vazgeçmek kişinin mutlak surette tasarruf edebileceği bir hak değildir. Dolayısıyla ötanazi isteyen kişinin bu beyanı, TCK 26 kapsamında ilgilinin rızası olarak kabul görmeyecektir.
  • Rıza sözlü, yazılı, açık, örtülü, vs şekillerde açıklanmış olmalıdır.
  • Rıza, zararı meydana getiren fiilden önce açıklanmalıdır. Sonradan açıklanan rıza, ilgilinin rızasının bulunduğu sonucunu doğurmayacaktır.

TCK 26

Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26- (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.

TCK 26 Emsal Yargıtay Kararları

“… protestocu gurubun kamp içerisinde bir süre görevlilerin denetim ve kontrolü altında yürüyerek yapılan uyarı üzerine olaysız dağıldığının anlaşılmasına göre, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddeleri ile teminat altına alınan ve ifade özgürlüğünün kolektif bir açıklama yöntemi olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı kapsamında kaldığı nazara alınarak 5237 Sayılı TCK’nın 26/1 maddesi gereğince bir hukuka uygunluk nedeni olarak “hakkın kullanılması” nedeniyle 5271 Sayılı CMK’nın 223/2-d maddesi gereğince sanıkların beraatlerine karar verilmesi gözetilmeden …” Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/4733 E., 2020/509 K., 17.1.2020

“… Alma fiilinin gerçekleşmesinden sonra, mal sahibinin bu fiile muvafakat etmesi, fiili hukuka uygun hale getirmemektedir…” Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2018/13059 E. 2019/6299 K. 11.4.2019

“Sanığın 15 yaşından küçük mağdureyi evlenmek amacıyla rızasıyla kaçırıp yakın başka bir ildeki akrabalarının evine götürerek orada bir müddet alıkoyduğu somut olayda, mağdurenin rızası hukuken üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka dair olmadığından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Dolayısıyla 15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla bile gerçekleşmiş olsa bu eylem T.C.K.nun 109/1,109/3-f. 109/5. maddelerinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaktadır.” Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/14-307 E. 2015/8 K. 17.2.2015

Yazar: Avukat Erdem Akçay

Konu Hakkında Yorum Yapabilirsiniz

Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "TCK 26 – Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.