İştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçmenin düzenlendiği TCK madde 41'de, gönüllü vazgeçmeden yararlanacak failin kim olacağına ve hangi hallerde gönüllü vazgeçmeden söz edilebileceğine ilişkin kurallar düzenlenmiştir. Yazıda TCK 41 ile ilgili bilgilere yer verilmeye çalışılmıştır.
Suç işlenmesini önlemeye çalışmak Türk Ceza Kanunun temel amaçları arasındadır. Bu gayret, suç adımlarına hiç başlanmamış olsa da, sonucun ortaya çıkmasından bir an önce de devam edecektir. Suç sürecinde vicdanının etkisi ya da cezalandırılma korkusunun baskın hale gelmesi nedeniyle suçu işlemekten vazgeçen kişiye ödül verilemese de, vazgeçmediği takdirde karşılaşacağı cezanın tamamen ya da kısmen kaldırılması söz konusu olabilir. Bu vaad, suç sürecine girmiş kişinin suçun neticesini gerçekleştirmesinin önüne geçebilir. TCK 36‘da düzenlenen gönüllü vazgeçme hakkında bilgi vermiştik. TCK madde 41 ise suça iştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçmenin hangi hallerde ve kimin için geçerli olacağını düzenlemektedir.
TCK 41’e iştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme kişiseldir ve sadece gönüllü vazgeçen için sonuç doğurur. Dolayısıyla diğer fail ya da şerikler için bir anlam ifade etmez. TCK 41/2’de ise iki olasılıktan bahsedilmiş ve bu hallerde dahi gönüllü vazgeçmenin geçerli sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre:
Suça iştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme halinde, failin bu vazgeçme anından önce işlediği fiiller eğer bir suç oluşturuyorsa, bu suçlarla ilgili sorumluluğu devam eder.
İştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçmenin TCK 36’da düzenlenen temel gönüllü vazgeçmeden önemli bir farkı vardır. TCK 36’da fail suçun icra hareketlerinden vazgeçerse gönüllü vazgeçmeden faydalanır. Örneğin silahı çekip ateş etmek üzere nişan alan fail vazgeçip ateş etmez ve icra faaliyetlerini sonlandırırsa, başkaca bir davranışta bulunması gerekmeksizin gönüllü vazgeçme hükümlerinden faydalanır. Zira fail tektir ve onun vazgeçmesi ile artık tehlike ortadan kalkmıştır. İştirak halinde işlenen suçlarda ise faillerden birinin vazgeçmesi yetmez. Zira diğer failler suçu tamamlayabilirler. Dolayısıyla TCK 41 gönüllü vazgeçen faile, suçun tamamlanmaması için gayret göstermesi gerektiğini söyler. Aksi halde davranışı gönüllü vazgeçme olarak kabul edilmeyecektir. Örneğin üç kişi beraber ortak hasımlarını öldürmek üzere nişan almışken aralarından biri vazgeçip silahını indirebilir. TCK 41’e göre bu davranış gönüllü vazgeçme değildir. Vazgeçen fail, suçun tamamlanmasını engellemek için elinden gelen gayreti göstermelidir. Yukarıda bahsedildiği üzere elinden geleni yapmasına rağmen suçun tamamlanması halinde ise gayret göstermesi yeterli sayılacak ve gönüllü vazgeçme hükümlerinden faydalanabilecektir. Aynı olayda üç failin birden hasımlarına ateş etmesinin ardından faillerden birinin polisi, ambulansı araması ve hasmının ölmemesini sağlamak için elinden geleni yapması halinde de bu fail için gönüllü vazgeçme hükümleri geçerlidir.
İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme
Madde 41- (1) İştirak halinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
(2) Suçun;
a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması,
b) Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması,
Hallerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "TCK madde 41 – İştirak Halinde İşlenen Suçlarda Gönüllü Vazgeçme" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.
Merhaba, öncelikle paylaştığınız bilgiler için teşekkür ediyorum. Yalnız TCK 41 kapsamında sonucu önleme yükümlülüğü başlığı altında paylaştığınız bilgilerin son cümlesinde belirttiğiniz durumda netice gerçekleştikten sonra zararların giderilmesi uğruna yapılan tüm davranışların Gönüllü vazgeçme değil , Etkin pişmanlık olduğunu düşünüyorum . Bu konudaki fikirlerinizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım.
Merhaba,
Gönüllü vazgeçmede düzenlemesindeki amaç suçun tamamlanmasını engellemek. Yazıda verilen örnekte öldürme kastı ile başlayan fiilde faillerden biri, ölümün gerçekleşmesini engellemeye çalışıyor. Bu sayede kasten öldürme suçunun oluşmasına engel olmak istiyor. Suçun tamamlanabilmesi için gerekli ölüm olayını önlemeye çalıştığı için gönüllü vazgeçmeden faydalanabiliyor. Tabii bu vazgeçme, örnekteki olayda gönüllü vazgeçenin hiç ceza almamasını sağlamaz. Zira ateş ederek mağdurun yaralanmasına sebep olmuş. TCK madde 36 dikkate alınacaktır bu nedenle.
Gönüllü vazgeçmeden söz edebilmek için gayretin, ölümün gerçekleşmesinden yani neticenin oluşmasından önce gösterilmesi gerekli. Ölüm gerçekleştikten sonra ambulansı aramak gönüllü vazgeçme sayılamaz. Aşağıda belirttiğim gibi bazı suçlar için etkin pişmanlık gündeme gelir ama kasten öldürmede bu mümkün değil. Örneğin TCK m.110’da yer alan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu işlenmiş ancak sonrasında madde 111’e uygun olarak mağdur serbest bırakılmışsa, suç tamamlandıktan sonra pişmanlık gündeme geldiği için gönüllü vazgeçme değil, etkin pişmanlık uygulanabilecektir.
Etkin pişmanlıktan söz edebilmek için ilk şart, ilgili suçla ilgili kanuni düzenleme bulunmasıdır. TCK sınırlı sayıdaki suçlar için etkin pişmanlığın gündeme gelebileceğini belirlemiş ve kasten öldürme suçu bunlardan biri değil. Ayrıca etkin pişmanlık ancak suç tamamlandıktan sonra ortaya çıkabilir. Teşebbüs aşamasında etkin pişmanlık olmaz. Verilen örnekte fiil, ölüm gerçekleşmediği için halen teşebbüs aşamasında. Ölüm gerçekleştikten sonra pişmanlık duyulsa bile zarar giderilemeyeceği için kanun koyucu bu suç için etkin pişmanlığın uygulanabilmesine izin vermemiş.
TCK 36, 41 ve 168’i beraber değerlendirmenizi öneririm.