TCK madde 63 ile düzenlenen mahsup, aynı ya da başka bir yargılama sırasında hürriyeti sınırlandırılan hükümlünün cezasında, sınırlandırma süresi kadar indirime gidilmesidir. Yazıda mahsup sebepleri, mahsubun uygulanma yöntemi, mahsuba ilişkin örnekler ve Yargıtay kararları yer almaktadır.
Cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi hususlarından birisi de TCK madde 63 ile belirlenen mahsuptur. Borcunu alacağından düşürmek anlamına gelen mahsup ceza hukukunda, şahsi hürriyeti sınırlamaya ilişkin sürelerin mahkumiyet ile belirlenen ceza süresinden düşürülmesidir. Ceza yasaları kişilerin hürriyetlerini illa hapis cezası ile sınırlamaz. Tutuklama, gözaltı, adli muayene gibi ceza hukukunun kurumları kişilerin hürriyetlerinin sınırlandırılmasına sebep olur. Bu sınırlamalar nedeniyle oluşan zarar, kişiye verilen cezadan mahsup edilerek yani indirilerek haksızlık giderilmiş olur.
Hürriyetinden sınırlanması nedeniyle oluşan sürenin cezadan indirilebilmesi için şüphesiz ki ortada bir ceza olmalıdır. Bu ceza hapis cezası olabileceği gibi adli para cezası da olabilir. Yeter ki ceza mahkemesinin yargılaması sonucunda sanığa bir ceza verilmiş olsun. Eğer sanığın beraati, düşme gibi sonuçlarla dosya neticelenirse, mahsuptan söz etmek mümkün olmaz. Zira ortada düşürülmesi gereken bir ceza yoktur. Bu durumda sanığın, haksız şekilde hürriyeti sınırlandığı için tazminat talep etme hakkı doğar.
Cezadan mahsup edilecek bir sürenin varlığından söz edebilmek için kişinin hürriyetinin yargılama sürecinde sınırlanmış olması gereklidir. Kanun koyucu bu sınırlandırmaları “şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller” demek suretiyle oldukça geniş tutmuştur. Dolayısıyla TCK 63’e göre mahsubun mümkün olabilmesi için şahsi hürriyetin sınırlanması ile geçen sürenin bulunması yeterlidir. Gözaltı, tutuklama, adli muayene, gözlem altında tutulma (CMK 74), gibi süreler mahsuba konu edilir. Adli kontrol altında geçirilen süreler cezadan mahsup edilmez ancak CMK 109/j dayanağı ile konutu terk etmeme kararının verilmesi halinde, konutta geçirilen her iki gün bir gün karşılığı olarak cezadan mahsup edilir.
TCK 16 – Cezadan Mahsup (Yabancı Ülkede Çekilen Süre) gereğince, suçun işlendiği yere bakılmaksızın, yabancı ülkede yapılan yargılama veya yargılama sonucunda kişinin gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçirdiği süreler, aynı suçtan dolayı Türkiye’de verilecek cezadan mahsup edilir. Dolayısıyla cezada mahsup için mahsuba sebep olacak suç ile Türkiye’de yapılan yargılamaya sebep suç aynı olmalıdır.
TCK madde 63’e göre hürriyetin sınırlanması, kişi hakkında verilecek hükmün kesinleşmesinden önce gerçekleşmiş olmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken konu, mahsup işlemi uygulanacak cezaya ilişkin suçun, mahsuba sebep olan ceza yargılamasına ilişkin hükmün kesinleşmesinden önce işlenmiş olmasıdır. Örneklendirecek olursak:
TCK madde 63 son cümleye göre adli para cezalarından, mahsup edilecek şahsi hürriyeti sınırlama sürelerinde geçirilen bir gün beşyüz Türk Lirası sayılmak suretiyle indirim yapılır. Örneğin mala zarar verme suçunu işlemiş olması nedeniyle hakkında günlüğü 100 TL’den 90 gün karşılığı para cezasına hükmedilen kişinin toplam cezası 9000 TL olacaktır. Eğer 4 gün mahsup edilecek süresi varsa, 9000 TL adli para cezasından 2000 TL mahsup edilecektir.
Hapis cezası ile adli para cezasının beraber verildiği durumda mahsup öncelikle hapis cezasından yapılır. Eğer bakiye süre mevcutsa adli para cezasından da indirim gerçekleştirilir.
Mahsup, mahsuba ilişkin sürenin ortaya çıkmasından sonra kişi hakkında verilecek ilk ceza mahkemesi kararında dikkate alınmalıdır. Bu yargılama, hürriyeti sınırlandırmaya sebep olan yargılama olabileceği gibi başka bir yargılama da olabilir. Mahkeme mahsup kararı verip mahsuba ilişkin süreyi belirtmeli, hesabı infaz aşamasına bırakmalıdır. Mahkeme hükmünde mahsuba ilişkin bir karar yoksa dahi cezada indirim infaz aşamasında gerçekleştirilir.
Mahsup
Madde 63– Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün beşyüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır.
“Sanığın, hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran hâlleri nedeniyle geçirmiş olduğu süreler hakkında 5237 Sayılı TCK’nin 63. maddesi gereği mahsup kararı verilmemesi…” Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/2580 E. 2020/7452 K. 23.6.2020
“5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 63. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun gözaltında geçirdiği sürenin cezasından mahsubuna karar verilmesi gerekirken bir günün tamamını gözaltında geçirmediğinden bahisle mahsup talebinin reddine karar verilmesi…” Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/10144 E. 2019/12341 K. 14.10.2019
“Sanık hakkında belirlenen 12.100 adli para cezasına ilişkin sonuç cezadan infaz aşamasında gözetilmesi gereken TCK’nın 63. maddesinin hatalı şekilde hüküm fıkrasında değerlendirilerek, sanığın tutuklu kaldığı süresinin verilen cezadan bir günü 100,00 TL lirası sayılmak üzere mahsubuna karar verilmesi…” Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/5897 E. 2019/3558 K. 14.3.2019
“Sanık hakkında gözaltında geçirdiği süre için TCK’nın 63. maddesi uyarınca mahsubu kararı verilmemiş ise de, bu husus infaz aşamasında gözetilebileceğinden bozmayı gerektirmediği…” Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/38625 E. 2017/14479 K. 6.12.2017
“Mahsup işlemi için tutuklu kalınan suçun beraatle veya mahkumiyetle sonuçlanmasının önemi yoktur. Keza mahkumiyetle sonuçlanan kararın henüz kesinleşmemiş olması sebebiyle temyiz incelemesi sonucunda beraat etme ihtimali hukuken mümkün bulunduğundan infazı halen devam eden mahkum için telafisi imkansız sonuçlar doğabilecektir. Burada önemli olan husus, mahsuba konu mahkumiyete ait suçun tutuklu kalınan suçtan verilen hükmün kesinleşmesinden önce işlenmesidir.” Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/3357 E. 2016/4165 K. 5.12.2016
“…hükümlünün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 01.05.2007 tarihinde 2006/123 esas ve 2007/107 karar sayı ile verilip kesinleşen mahkumiyet hükmüne konu olan cezasından, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/93 esasında kayıtlı ve yargılaması devam eden başka davayla ilgili suçtan tutuklu kaldığı sürenin mahsubu gerektiği gözetilmeden…” Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2011/13092 E. 2011/31642 K. 20.7.2011
Hürriyetin sınırlanması hali var ancak yargılama neticesinde sanığın cezalandırılmasına karar verilmezse, bu dava için mahsup mümkün olmaz. Eğer bu davanın hükmü kesinleşmeden kişi başka bir suç işlemişse, bu diğer suçun cezasında mahsup uygulanır. Böyle bir suç da yoksa mahsup uygulanamaz. Zira ortada indirilebilecek bir ceza yoktur.
Mahsup nedeniyle cezada indirim yapacak olan mahkeme öncelikle cezayı belirlemeli, sonra mahsuba karar vermelidir. Mahsup, TCK 61 kapsamındaki cezanın belirlenmesi sırasında yapılırsa, sonuç hatalı çıkacaktır.
Ceza hukukunda mahsup, kişinin yargılama sebebiyle hürriyetinden mahrum kaldığı sürelerin cezasından indirilmesidir.
Gözaltı, adli muayene, gözlem altında tutulma, tutuklama ve konutu terk etmeme koruma tedbiri gibi şahsi hürriyetin sınırlanmasına sebep olan kararlara ilişkin süreler cezadan mahsup edilir.
TCK madde 63 ile düzenlenen mahsup, mahkemenin kendiliğinden dikkate alması gereken zorunlu bir işlemdir. Dolayısıyla ceza hakimi mahkumu resen gözetecek ve buna ilişkin karar verecektir. Ancak sanık ya da sanık müdafii de hataya sebep vermemek adına mahsuba ilişkin dilekçe verebilir. Dilekçede mahsup talebinin gerekçesi olan hürriyeti sınırlayıcı olayla ilgili bilgi verilerek mahsuba karar verilmesi talep edilir.