TMK 4 – Hakimin Takdir Yetkisi

TMK 4, hakimin takdir yetkisi ile ilgili olarak Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Düzenleme hakimin takdir yetkisini hangi konularda ve nasıl kullanacağını belirtmektedir. Konu içerisinde TMK 4 madde metni, gerekçesi ve emsal Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.

TMK 4 – Hakimin Takdir Yetkisi

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun dördüncü maddesi olarak ve “Hakimin takdir yetkisi” başlığı altında düzenlenmiş olan kanun maddesi ile hakimin hangi şartlar altında ve konularla ilgili olarak takdir yetkisini kullanabileceği belirtilmiştir. Aynı madde hakime, takdir yetkisini kullanarak karar verirken, takdir yetkisini hangi sınırlar içerisinde kullanabileceğini de söylemektedir. Özellikle manevi tazminat, nafaka miktarının belirlenmesi gibi konularda ortaya çıkan TMK 4‘e göre hakimin takdir yetkisini kullanabilmesi için konuya ilişkin olarak kanunun hakime takdir yetkisi vermiş olması veya durumun gerekleri ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emretmiş olması gereklidir. Türk Medeni Kanunu madde 4’e göre hakim, takdir yetkisini kullandığı kararlarında hukuka ve hakkaniyeti temel alacaktır.

TMK 4:

III. Hâkimin takdir yetkisi

Madde 4 -Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.

TMK 4 Gerekçesi:

Madde 4- Yürürlükteki Kanunun 4 üncü maddesini karşılamaktadır.

Maddenin kenar başlığı 1984 tarihli Öntasarıdan alınmış, maddede yer alan “hak ve nısfetle hükmeder.” deyimi yerine, “hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.” deyimi kullanılmıştır. Gerçekten maddede yer alan sadece “hak ve nısfetle hükmeder” ifadesi hâkimin önüne gelen olayda, hukuku bir tarafa bırakıp sadece hakkaniyeti gözetecekmiş gibi bir kanı uyandırmaktadır. Oysa hâkim, takdir yetkisini kullanırken önce hukuka, daha sonra hakkaniyete göre karar vermek zorundadır.

TMK 4 Emsal Yargıtay Kararları:

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1044 E., 2020/43 K., 13.1.2020 T.

“6098 Sayılı TBK Md. 56/2 gereğince hakimin, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, takdir edilecek bu tutarın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olduğu, bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, hâkimin M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak manevi tazminat miktarını tespit etmesi gerektiği …”

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2019/329 E., 2019/12369 K., 23.12.2019

“Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-2613 E., 2019/1191 K., 14.11.2019 T.

O halde; mahkemece yapılacak iş; tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alınarak, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1036 E., 2019/1147 K., 7.11.2019 T.

(Yoksulluk nafakası miktarının azaltılmasına ilişkin bir dava)

“Davalının işe girmesinin mali durumunu olumlu yönde etkilediği tartışmasızdır. Ne var ki davacının sosyal ve ekonomik koşulları ile müşterek çocuk için 100TL iştirak nafakası alan ve ailesinin desteği ve asgari ücretle çalıştığı iş sayesinde kendisinin ve çocuğunun geçimini sağlayan davalının içerisinde bulunduğu koşullar karşılaştırıldığında mahkemece uygulanan indirimin TMK’nın 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesine aykırı ve fazla olduğu açıktır.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/71 E., 2019/8572K., 11.9.2019 T.

“.. boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu ve Medeni Kanunun 174/1. maddesi gereği kadın yararına mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur ve hakkaniyet ilkesi ( TMK m.4, TBK m. 50 ve 51 ) dikkate alınarak uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği şeklinde değişik gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”

Yazar: Avukat Erdem Akçay