Boşanma ile Çocuğa Bağlanacak İştirak (Katılım) Nafakası

Katılım yani iştirak nafakası, boşanma gerçekleştiğinde çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan ana ya da babanın çocuğa ödemesi gereken ve çocuğun bakım, eğitim ve diğer giderlerine ilişkin maddi katkıdır. Konuda, çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davalarında iştirak nafakasının ne suretle oluşacağı hususlarına değinilmeye çalışılmıştır.

Boşanma ile Çocuğa Bağlanacak İştirak (Katılım) Nafakası

Önceki yazılarda bahsedildiği üzere evlenme irade açıklamasına bakarken boşanma oldukça ayrıntılı hususları içermektedir. Türk Medeni Kanunu boşanma ile ilgili düzenlemeleri yaparken boşanmanın fer’ilerini, boşanmaya bağlı ayrıntıları, da düzenlemiştir. Bu bağımlı ayrıntılardan birisi de müşterek çocuğa bağlanacak nafakadır.

İştirak (Katılım) Nafakası Nedir?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu “Çocuklar Bakımından Ana  ve Babanın Hakları” başlığı altında yer alan madde 182’de hakimin takdir yetkisini düzenlemiştir. Madde metni şu şekildedir:

Madde 182 -Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Maddenin ikinci fıkrasında iştirak yani katılım nafakası düzenlenmiştir. Maddeye göre iştirak(katılım) nafakası, velayetinin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine yapacağı gücü oranındaki katkıdır.

Buna göre iştirak nafakasını ödeyecek eş, çocuğun velayeti kendisine verilmeyen eştir. Yasada yeri olmamasına karşın son dönemde mahkeme kararlarıyla ortaya çıkmış olan ortak velayet konusunda iştirak nafakasının nasıl düzenleneceği belirsizdir. Şüphesiz ki, ister velayeti kendisine bırakılmış olsun ister bırakılmamış olsun anne ve baba, çocuğun eğitim, bakımı ve korunması için gerekli giderleri karşılamak zorundadırlar. Ortak velayet halinde de bu madde gereği çocuğun giderleri ortak olarak karşılanmalıdır. Ortak velayet halindeki bu sorumluluğun adının katılım nafakası olarak adlandırılması tartışmaya açıktır. Yasada katılım nafakasının çocuğun velayetini alamayan taraf için söz konusu olduğu açıkça bellidir. Ortak velayette ise böyle bir durum söz konusu değildir. Nasıl ki ortak velayet yasal zemine sahip değilken mahkeme kararlarına konu edilebiliyorsa, ortak velayet halinde iştirak nafakasının da kararda yer alması doğru olan olacaktır. Zira bunun aksi halde bir araya gelemeyen, beraber karar veremeyen anne babanın çocuğun giderleri konusunda sürekli olarak anlaşmaları beklenemeyecektir.

İştirak Nafakası Miktarı

Yukarıda bahsedildiği üzere iştirak nafakasını kimin ödeyeceği konusunda bir belirsizlik yoktur. Velayeti kendisine bırakılmayan taraf (yasal dayanaktan yoksun ortak velayet konusuna daha fazla burada değinilmeyecektir) iştirak nafakasını ödeyecektir. Bunun belirlenmesinin ardından nafaka miktarının ne olacağı sorusu gündeme gelecektir. Burada da TMK madde 182/2, “… çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.”, demek suretiyle sınırı çizmiştir. Buna göre sorumlu olunacak miktar çocuğun bakım ve eğitim giderleri, ödenecek miktar ise nafaka yükümlüsünün ödeme gücüdür.

Hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle kararların gerekçeli olması gereklidir. Hakim çocuklara ilişkin katılım nafakası miktarını belirlerken gerekçesini de ortaya koymalıdır. Bu gerekçe, çocukların yaşları ve ihtiyaçları, nafaka yükümlüsü olacak kişinin maddi gücü, ülkenin ekonomik şartları, vb’ye dayanacaktır. Birden fazla çocuk söz konusu ise her bir çocuk için ayrı ayrı karar verilmeli ve kararlar gerekçelendirilmelidir.

İştirak Nafakası Miktarının Artışı

Enflasyon karşısında paranın alım gücünün düştüğü açıktır. Bugün x miktarda verilen nafakanın 1 yıl sonra değerinin korunması gereklidir. Bu durumda hakim, TMK madde 182/son dayanağı ile gelecek yıllarda iştirak nafakası miktarının ne olacağına, hangi oranda artırılacağına karar verebilir. Eğer kararda buna yönelik bir hüküm yok ise, iştirak nafakası miktarının artırılması için dava açmak gerekecektir.

Katılım Nafakası Miktarının Artırılaması, Azaltılması ya da Kaldırılması Davası

Boşanma davası ile karara bağlanan katılım nafakası miktarı, ileriki zamanda uygulanamaz hale gelebilir. Örneğin gelirinin iyi olması nedeniyle nafaka yükümlüsü aleyhine yüksek bir nafaka miktarı belirlenmiş ancak bir süre sonra kişi işten ayrılmıştır. Bu durumda nafaka yükümlüsü, gelişen yeni olaylar ışığında, katılım nafakası miktarının düşürülmesi ya da hal bunu gerektiriyor ise tamamen kaldırılması için dava açabilir. Bunun aksine nafaka ödenen çocuğun ihtiyaçlarının artması, örneğin sağlık sorunları ya da eğitim gördüğü okulun değişmesi, halinde bu kez çocuk adına velayete sahip olan kişi iştirak nafakasının miktarının artırılması için dava açabilecektir. Bu davalarda herhangi bir zamanaşımı, hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Bakılacak kriter, verilmiş mahkeme kararından sonra durumda bir değişikliğin gerçekleşmiş olmasıdır.

Anlaşmalı Boşanma Davalarında İştirak Nafakası Miktarının Tespiti

Anlaşmalı boşanma davası, eşlerin çocuklara ödenecek nafaka miktarlarını belirlemek zorunda oldukları davalardır, denmektedir. Ancak bu durumun tam olarak gerçeği yansıttığı söylenemez. Zira çocukla ilgili kararlarda hakim tarafların anlaşmaları ile bağlı değildir. Çocuğun üstün menfaatinin gerektirdiği her türlü önlemi alabilecek olan hakim, iştirak nafakası konusunda da araştırma yapmalıdır. Ancak bunun da anlaşmalı boşanma davasını uzatacağı açıktır. Çözüm olarak boşanma ve tarafları ilgilendiren fer’ilerde tarafların anlaşmalarının yeterli görülerek bunlarla ilgili kararın kesinleştirilebilmesi, çocukla ilgili konuların ise tahkikat sonucunda karara bağlanması ve bu süreç için geçici tedbirlerin alınması mümkün olmalıdır. Bunun için yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu ise ortadadır. Ancak mevcut halde de anlaşmalı boşanma duruşmasından önce hakimin, nafaka yükümlüsü olması kararlaştırılan eşin maddi durumunu, çocuğun yaşı, eğitimi, vb unsurları değerlendirecek araştırmaları yapması yerinde olacaktır. Eğer taraflarca belirlenmiş katılım nafakası miktarı olması gerekenden bariz şekilde düşük ise hakim anlaşmaya müdahale etmelidir.

Babalık Davası ile İştirak Nafakası Talebi

Babalık, çocuğun evlilik içerisinde ya da evlilik sonlandıktan sonraki üç yüz gün içerisinde doğması(TMK 285), çocuğu babanın tanıması(TMK 295) ya da babalık davası ise söz konusu olmaktadır. Babalık davası açılması halinde hakim tedbir nafakasına karar verebileceği gibi babalığa karar verilmesi halinde de iştirak nafakasına hükmedilebilecektir. Diğer ayrıntıları yukarıdaki açıklamalar ile aynıdır.

Katılım Nafakasının Süresi

Katılım nafakası, çocuğun ergin olmasına kadar devam edecektir. Ancak çocuk eğer edindiği meslek sayesinde kendisini geçindirebilecek seviyede gelire ulaşmışsa, nafaka yükümlüsü nafakanın kaldırılmasını talep edebilecektir. Çocuğun ya da nafaka yükümlüsünün ölümü ile de katılım nafakası kalkacaktır.

Üniversitede Okuyan ya da Yüksek Lisans Yapana İştirak Nafakası Ödenir mi?

Erginlikte birlikte katılım nafakası sona erecektir. Ancak çocuk eğitim hayatına devam ediyorsa ya da özel bir ihtiyaç nedeniyle nafakaya muhtaçsa ne olacaktır? Bu durumda Türk Medeni Kanunu madde 364/1 devreye girerek, “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.”, demektedir. Yardım nafakası olarak isimlendirilen bu nafakada çocuk, eğitimi nedeniyle anne ya da babasından(velayetinin önceden kimde olduğunun bir önemi bulunmamakta) bu süreçte maddi yardım talep edebilmektedir. Yardım nafakasının ne kadar devam edeceği konusunda bir sınırlama olmamakla birlikte 5510 sayılı yasanın 34’üncü maddesindeki 25 yaş kıyasen uygulanabilmektedir. Ancak her olayın kendine özgü unsurlarıyla değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Üniversitede okuyan çocuğa ya da yüksek lisans yapan kişiye ana babası tarafından, 364’de belirlenen unsurların varlığı halinde iştirak nafakası değil, yardım nafakası ödenecektir. Bunun için yardım nafakası davası açılmalıdır.

Sık Sorulan Sorular

İştirak nafakası konusunda hakim taleple bağlı değildir. Eğer hiçbir talep yok ise dahi boşanmaya karar verilmesi halinde ortaya çıkacak iştirak nafakası araştırılmalı ve bununla ilgili hüküm kurulmalıdır.

Yeni bir dava ile nafaka miktarının değiştirilmesi ya da kaldırılması talep edilebilir.

Velayet sahibi kişinin çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlere katılımı devam eder. Bunun miktarı hüküm altına alınmamış olsa da çocuğun velayetine sahip ana ya da baba, çocuğun giderlerin katılmak zorundadır.

Kategori: Aile Hukuku
Yazar: Avukat Erdem Akçay

Konu Hakkında Yorum Yapabilirsiniz

Lütfen Dikkat: Form aracılığı ile "Boşanma ile Çocuğa Bağlanacak İştirak (Katılım) Nafakası" hakkındaki değerlendirmelerinizi, eklemelerinizi, önerilerinizi ya da yorumlarınızı iletebilirsiniz. Sorularınız için iletişim sayfasını kullanınız.