TMK 7 – Resmi Belgelerle İspat

TMK 7, resmi sicil ve senetlerin belgeledikleri olguları kanıtladıkları ile ilgili karine oluşturur. Bu sicil ve senetlerin gerçeği yansıtmadığının ispatı ise mümkündür. TMK madde 7 kanunda özel düzeneme olmadıkça ispatta şekil şartı aranmayacağını, delil serbestisi bulunduğunu belirler. Buna göre aksi aksi ispat edilmedikçe, iddialarını resmi sicil veya belgeye dayandıran taraf, iddiasını ispat etmiş sayılacaktır.

TMK 7 – Resmi Belgelerle İspat

TMK 7, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun başlangıç kısmının son maddesidir. Resmi belgelerle ispat kenar başlıklı TMK madde 7, resmi sicil ve senetlerin ilgili oldukları yani belgeledikleri olgulara ilişkin kanıt oluşturduklarını belirler. Resmi sicil ve senetlerin doğruluğu karinesi, TMK madde 7 ile hayat bulmaktadır. Buna göre aksi kanıtlanmadıkça resmi ve sicil ve senetlerin belgeledikleri olguları kanıtladığı kabul edilecektir. Resmi ve sicil ve senetlerin doğru olmadıklarının ispatında yasa, kanunlarda başka bir hüküm yoksa, herhangi bir şekle bağlı kalınmayacağına hükmetmektedir

TMK 7

II. Resmî belgelerle ispat

Madde 7 -Resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, her hangi bir şekle bağlı değildir.

TMK 7 Gerekçesi

Madde 7- Yürürlükteki Kanunun 7 nci maddesini karşılamaktadır.

Maddenin düzenlediği konulan daha iyi anlatması bakımından maddenin kenar başlığı “Resmî belgelerle ispat” şeklinde değiştirilmiştir.

Yürürlükteki maddenin birinci fıkrasında “Resmî sicil ve senetlerin doğru olmadığı sabit oluncaya kadar mündericatı ile amel olunur.” şeklindeki anlaşılması güç ifade yerine, kısa ve olumlu bir cümle ile “Resmî sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur.” ifadesi tercih edilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrası da aynı amaçla sadeleştirilmiş ve daha anlaşılır bir ifadeyle kaleme alınmıştır. Maddede “kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça” deyimi, resmi sicil ve senetlerin içeriğinin doğru olmadığının ispatıyla ilgili her türlü kanunu ifade etmektedir. Bu anlamda olmak üzere, bu kanunlar usul kamudan olabileceği gibi, bunun dışındaki diğer kanunlar da olabilir. “Sicil”, kayıt, şerh ve tescil gibi bütün işlemleri kapsayan bir üst kavram olduğundan, maddede “sicil” sözcüğüne yer verilmiştir.

TMK 7 Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11721 E., 2019/5669 K., 24.9.2019 T.

“Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herangi bir şekle tabi değildir. ( TMK md.7 ) Hakim çekismesiz yargıda re’sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/8-1555 E., 2019/561 K., 14.5.2019 T.

“Trafik sicili, TMK’nın 7. maddesinde belirtilen resmî sicillerden sayılırken, bu sicile dayanarak üretilen araç tescil belgeleri de ( ruhsatname ) aynı hükümde belirtilen resmî senetlerden sayılırlar. Dolayısıyla belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluştururlar. Zira bu hükme göre aksi kanıtlanmadıkça, resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur.

….

Yukarıda da ifade edildiği üzere trafik sicil kayıtları resmî sicillerden olup aksi kanıtlanabilir ise de eldeki davada bu sicil kaydının doğru olmadığı davacı tarafından ispatlanamamıştır.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/7501 E., 2012/14383 K., 30.5.2012 T.

(Evliliğin İptali Davası ile ilgili bir karar)

“Resmi siciller, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur, sicil düzeltilmedikçe de, içeriğinin gösterdiği olgu doğru kabul edilir (TMK m. 7 ). Resmi sicile aykırı tanık sözlerine değer verilemez ve sicilin içeriğine aykırı karar oluşturulamaz. Öyleyse Türk Medeni Kanunu’nun 129/1. maddesi ile evlenmeleri yasaklanmış olan kişiler arasında gerçekleşen evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline (TMK 145/4 ) karar verilmesi gerekirken, sicile aykırı tanık sözlerine değer verilerek isteğin reddi doğru bulunmamıştır.”

Yazar: Avukat Erdem Akçay